Esas No: 2016/9823
Karar No: 2020/12651
Karar Tarihi: 10.12.2020
Danıştay 6. Daire 2016/9823 Esas 2020/12651 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/9823
Karar No : 2020/12651
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- …Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kahramanmaraş İli, Onikişubat İlçesi, …Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin kabulü yolundaki Kahramanmaraş Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava dosyasında yer alan bilirkişi raporu ile dava dosyasındaki tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan plan tadilatının, plan bütünlüğüne aykırı, planlamanın eşitlik ve hakkaniyet ilkesine uygun olmayan, kamu yararının zorunlu kılmadığı, bilimsel, nesnel ve teknik yönden herhangi bir gerekçesi olmayan, parsel bazında noktasal ölçekte rant sağlayıcı plan kararları olduğu, bu şekilde kamu yararının zorunlu kılmadığı, bilimsel, nesnel ve teknik herhangi bir gerekçesi olmayan parsel bazında noktasal plan kararlarının öngörülmesinin, plan bütünlüğünü zedelediği, kent planlarının öngördükleri ilke strateji ve politikaları dolayısıyla kentin gelişme sistematiğini olumsuz yönde etkileyeceği, ayrıca plana olan toplum güvenini sarsacağı, plan bütünlüğüne parçacıl ve noktasal müdahalelerin teşvik edilmesine yol açacağı, yapılan planı değişikliği ile şehir merkezinde, yaya ve taşıt trafiği açısından alanda mevcutta da yoğun olan taşıt trafik yükünün daha fazla artacağı ve mevcutta ihtiyaca tam olarak cevap veremeyen yollarda trafik yoğunluğunun artmasına sebep olunacağı, böylece yapılan plan tadilatının, alanda bir çok trafik sorununu beraberinde getireceği, kent merkezinde taşıt trafiği anlamında bir yığılmaya sebebiyet vereceği, yine, dava konusu plan değişikliğine konu alanın kent merkezinde, bir çok küçük işletmenin bir arada toplandığı ve geleneksel ticaretin sürdürüldüğü bir bölgede bulunduğu gözetildiğinde, dava konusu plan değişkiliğinin geleneksel ticaretinin sürdürüldüğü bölge üzerinde bir baskı oluşturacağı, bu alanlardaki küçük esnafın olumsuz etkilenmesine neden olacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemlerin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına, mevzuata, hakkaniyet ve eşitliğe uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
…Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, davanın süresinde açılmadığı, dava konusu taşınmazlar ile davacının evi arasındaki mesafe gözetildiğinde davacının açılan işbu davada hak ve menfaatinin bulunmadığı, tadilat planı ile esaslı bir değişiklik yapılmadığı, imar planlarında değişiklik yapılmamış olsa dahi dava konusu taşınmaz üzerinde alışveriş merkezinin yapılabileceği, rant sağlama amacı güdülmediği, dava konusu işlemlerin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması gerektiği savunulmaktadır.
… Belediye Başkanlığı tarafından, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, dava konusu taşınmazların ana arter üzerinde bulunmadığı, bu sebeple trafik yoğunluğuna neden olmayacağı, dava konusu işlemlerin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması gerektiği savunulmaktadır.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; mülkiyeti …Ticaret A.Ş'ye ait Kahramanmaraş İli, Onikişubat İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak anılan taşınmazların 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında alışveriş-otel ve ticaret alanı olarak tanımlanması ve çekme mesafelerinde düzenleme yapılması istemiyle yapılan başvuru üzerine … tarih ve … sayılı belediye meclis kararı ile hazırlanan plan tadilat teklifinin kabulüne karar verildiği, söz konusu plan değişikliğinin 06/06/2013 - 06/07/2013 tarihleri arasında askıya çıkartıldığı, davacı tarafından, askı ilan süresi içerisinde 28/06/2013 tarihli dilekçe ile hemşehri sıfatıyla yapılan itirazın … tarih ve … sayılı meclis kararı ile reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3. fıkrasının (c) bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri yargı mercilerince yapılmaktadır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi; kişisel, meşru ve güncel olması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, davacının menfaatlerini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Bu ilişki, uyuşmazlığın niteliğine göre bazen mülkiyet hakkından, bazen de komşuluk hukukundan doğabilmektedir. Sonuç olarak; idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan "dava açma ehliyeti" iptal davasına konu idari işlemin niteliğine ve dava açanın hukuken korunması gereken menfaatlerine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.
Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla kamu yararını yakından ilgilendiren konularda Danıştay içtihatları ile belde sakini olmak dava açmak için yeterli görülmüş ise de, bu kapsamda bulunmayan bir alanda imar planının iptali istemiyle dava açabilmek için davacının dava açmakta menfaati olduğunu somut olarak ortaya koyması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, hemşehrilik hukukuna dayanarak dava konusu parsellerin kullanım fonsiyonunun alışveriş-otel ve ticaret alanına dönüştürülmesinin ve parsel bazında imar planı değişikliği yapılmasının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı iddialarıyla söz konusu imar planları değişikliklerine karşı dava açıldığı, İdare Mahkemesince, plan değişikliklerinin imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına uygunluğu yönlerinden inceleme yapıldığı ancak davacının dava açmakta menfaati bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmediği görülmektedir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen imar planı değişikliği nedeniyle trafik yoğunluğunun artacağı, çekme mesafelerinin düşürülmesinin kişilerin güvenliğini ve sağlığını tehdit edeceği iddialarının kendisi açısından hangi menfaat ihlallerine neden olacağının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla davacı, imar planları değişikliklerinin kendi güvenliğini veya sağlığını nasıl etkileyeceğini, dava konusu taşınmaza komşu olup olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yer alan yol akslarını ne sıklıkla kullandığı gibi kendi menfaatini ihlal eden durumları somut olarak ortaya koymalıdır.
Bu durumda idare mahkemesince öncelikle davacının dava açmakta kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılması gerektiğinden davanın esasına girilerek verilen dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 10/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X)KARŞI OY :
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla iptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel menfaat ilişkisinin varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda da yorumlanması gerekmektedir.
Öte yandan, çevrenin, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda, belde veya semt sakini sıfatıyla açılan davalarda, dava açma ehliyetinin daha geniş yorumlanmak suretiyle belirlenmesi gerektiği Danıştay içtihatları ile kabul edilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; mülkiyeti … Ticaret A.Ş'ye ait Kahramanmaraş İli, Onikişubat İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak anılan taşınmazların 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında alışveriş-otel ve ticaret alanı olarak tanımlanması ve çekme mesafelerinde düzenleme yapılması istemiyle yapılan başvuru üzerine … tarih ve … sayılı Belediye Meclis kararı ile hazırlanan plan tadilat teklifinin kabulüne karar verildiği, söz konusu plan değişikliğinin 06/06/2013 - 06/07/2013 tarihleri arasında askıya çıkartıldığı, davacı tarafından, askı ilan süresi içerisinde 28/06/2013 tarihli dilekçe ile hemşehri sıfatıyla plan tadilatına itirazda bulunulduğu, anılan itirazın … tarih ve … sayılı meclis kararı ile reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasında bulunan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan imar planı tadilatının, plan bütünlüğüne aykırı, planlamanın eşitlik ve hakkaniyet ilkesine uygun olmayan, kamu yararının zorunlu kılmadığı, bilimsel, nesnel ve teknik yönden herhangi bir gerekçesi olmayan, parsel bazında noktasal ölçekte rant sağlayıcı plan kararları olduğu, bu şekilde kamu yararının zorunlu kılmadığı, bilimsel, nesnel ve teknik herhangi bir gerekçesi olmayan parsel bazında noktasal plan kararlarının öngörülmesinin, plan bütünlüğünü zedelediği, kent planlarının öngördükleri ilke strateji ve politikaları dolayısıyla kentin gelişme sistematiğini olumsuz yönde etkileyeceği, ayrıca plana olan toplum güvenini sarsacağı, plan bütünlüğüne parçacıl ve noktasal müdahalelerin teşvik edilmesine yol açacağı, yapılan planı değişikliği ile şehir merkezinde, yaya ve taşıt trafiği açısından alanda mevcutta da yoğun olan taşıt trafik yükünün daha fazla artacağı ve mevcutta ihtiyaca tam olarak cevap veremeyen yollarda trafik yoğunluğunun artmasına sebep olunacağı, böylece yapılan plan tadilatının, alanda bir çok trafik sorununu beraberinde getireceği, kent merkezinde taşıt trafiği anlamında bir yığılmaya sebebiyet vereceği, yine, dava konusu plan değişikliğine konu alanın kent merkezinde, bir çok küçük işletmenin bir arada toplandığı ve geleneksel ticaretin sürdürüldüğü bir bölgede bulunduğu gözetildiğinde, dava konusu plan değişikliğinin geleneksel ticaretinin sürdürüldüğü bölge üzerinde bir baskı oluşturacağı, bu alanlardaki küçük esnafın olumsuz etkilenmesine neden olacağı tespitlerine yer verildiği görüldüğünden bu davanın kamu yararını yakından ilgilendirdiğinin ve davacının dava açma ehliyeti bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin esasının incelenmesi gerektiği oyuyla davacının dava açmakta ehliyeti bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerektiği yolundaki Dairemiz kararına katılmıyorum.