Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/26020
Karar No: 2010/7562
Karar Tarihi: 30.03.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/26020 Esas 2010/7562 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/26020 E.  ,  2010/7562 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 06/08/2009
    NUMARASI : 2009/85-2009/343

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    TTK.nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.
    Ticari işlemlerin itimat, itibar ve sürat gibi özellikleri nedeniyle Türk Ticaret Kanununda daha kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, Borçlar Kanunundaki zamanaşımı süreleri burada uygulanmaz.
    Anılan maddede:
    Dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez.(TTK. 669 vd. md.) Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK.nun 237. maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir. (12. H.D. 07/04/1983-1439 K. -2701 E.)
    Kanundaki dava tabirinden maksat sadece eda davalarıdır.
    Yargıtay, önceleri borçlunun açtığı menfi tespit davasının zamanaşımını kesmeyeceği görüşünde iken, daha sonra görüş değiştirerek borçlunun açtığı davanın, alacaklı durumundaki davalının iddiasını defi yolu ile sürmesi halinde zamanaşımını kesebileceğini kabul etmiştir.
    Takip dosyasında, alacaklının cebri icrayı kesintisiz sürdürme iradesini göstererek, borçlunun haczi kabil hiçbir malının bulunmadığının tespiti gerekir. Bu halin kesin aciz vesikası ile belirlenmesi halinde, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle borç zamanaşımına uğrar (17.07.2003 tarih ve 4949 Sayılı Yasa ile değişik İİK. 143. maddesinin altıncı fıkrası).
    Bu bağlamda yukarıda belirtilen nitelikte olmayan davalar ve takip işlemleri zamanaşımını kesmemektedir. (İstihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikte davalar)
    Nitekim Dairemizin10/09/2004 tarih ve 2004/15366 Esas – 18925 sayılı kararında “…takip hukukuna ilişkin şikayet mahiyetinde olan ihalenin feshi başvurusu sözü edilen madde içeriğinde (TTK.nun 662. md.) belirlenen dava niteliğinde olmadığından, bu başvuru zamanaşımını kesmez ise de, ihalenin feshi davası açılmakla alacaklı, takip dosyasından alacağını tahsil edemeyeceğinden, dolayısıyla bu konuda takip dosyasında yapacağı bir işlem bulunmadığından, fiili imkansızlık nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinin kabulü gerekir. Alacaklı yeniden haciz talebinde bulunmadığından, kesinleşmiş haciz sonucu satışı yapılan mallardan dolayı, alacağını tahsil yönünden dosyayı takipsiz bıraktığından da söz edilemeyeceğinden mahkemece şikayetin reddi kararı sonucu itibariyle doğrudur." denilmek suretiyle zamanaşımını kesen dava konusuna açıklık getirilmiştir. (12. H.D. 12.01.2010 tarih 2009/18070 E. 2010/27 sayılı kararı)
    Somut olayda, üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasında, 06.03.2008 tarihinde satışın geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş olup, bu karar takibin durdurulması sonucunu doğurmayıp, sadece istihkak iddia edilen mahcuzların satışını durdurmaktadır. Diğer bir anlatımla, bu tedbir kararı alacaklının diğer takip işlemlerine devam etmesini engellemeyecektir. İşlem tarihi olan 15/02/2008 tarihinden sonra, takip dosyasında altı aylık sürede zamanaşımı kesici herhangi bir işlem yapılmadığından zamanaşımı gerçekleşmiştir. O halde, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi