Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3048
Karar No: 2016/12163
Karar Tarihi: 24.10.2016

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/3048 Esas 2016/12163 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2016/3048 E.  ,  2016/12163 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Karar Tarihi : 09/06/2015

Taksirle yaralama suçundan şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.05.2015 tarihli ve 2014/72701 soruşturma, 2015/40603 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09.06.2015 tarihli ve 2015/1374 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre şüphelilere atfı kabil kusur bulunmadığına ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına dair karara esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının raporunun aksine yine dosya arasında bulunan 26.03.2015 tarihli inceleme raporunda şüphelilerin kusurlu bulunduğu anlamına gelebilecek ifadelere yer verilmesi dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 67/5. maddesi gereğince söz konusu Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporu taraflara tebliğ edilerek ilgili rapora yönelik itirazları bulunup bulunmadığı saptanarak raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi, keza şikayete konu Amerikan Hastanesi Yönetim Kurulu üyeleri hakkında müspet ya da menfi bir karar verilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"na uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 07.01.2016 gün ve 1151 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2016 gün ve 2016/23088 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçi ..."nun vekili aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 23.05.2014 tarihli dilekçesi ile 21.01.2014 tarihinde ... Hastanesinde yaptığı doğum öncesinde, doğum esnasında ve doğum sonrasında meydana gelen hata ve ihmallerden dolayı rahminin alınmasına ve oğlu ..."ın ileri derecede beyin hasarına uğramasına neden oldukları iddiasıyla ... Hastanesi Yönetim Kurulu üyeleri, ... Hastanesi mesul müdürü, gebelik takibini ve doğumu gerçekleştiren doktor ve sorumlu kat hemşiresi hakkında şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27.02.2015 tarihli, “Müşteki 1980 doğumlu ..."nun gebeliğinin davalı hekim tarafından düzenli takip edildiği, müştekide gestasyonel diyabet tanımlanmadığı, SAT: 07.04.2013, TDT 14.01.2014 olduğu, 28.12.2013 tarihli USG"de 37w6d, 3760g ± 549g, 11.01.2014 tarihli USG"de 39w6d, 3922g ± 573g, 17.01.2014 tarihli USG"de 40w5d, 4518g ± 660g olduğu, 20.01.2014 tarihinde yapılan ultrasonografide amnion mayi normal, baş gelişi postterm gebelik izlendiği, beklenen doğum zamanının geçmesi nedeniyle doğum indüksiyonu amacı ile 21.01.2014 tarihinde saat 06:00"da hastaneye yatışının gerçekleştirildiği, 41 hafta 2 günlük gebeliği mevcut olduğu, gerekli muayenesi ve tetkiklerinin yapıldığı, ..."nun 3800 gr doğum ağırlığında bir vajinal doğum, bir düşük öyküsünün bulunduğu, üçüncü gebeliği olduğu, doğum indüksiyonu ve vajinal doğum için aydınlatılmış onam formunun imzalanarak vajinal doğuma bırakıldığı, travay takibine alındığı, izlemde vital bulguların, ÇKS"lerin takip edildiği, NST çekildiği, ara ara monitorize edildiği, davalı hekim tarafından belirli aralıklarla pelvik muayenenin yapıldığı gözönüne alındığında doğum eyleminin yakından takip edildiğinin anlaşıldığı, saat 18.00"de davalı hekim tarafından yapılan vajinal muayenede serviksin tama yakın dilate olduğu, baş seviyesinin kontraksiyonlar ile -1 ile 0 arasına indiği ve amnion zarının gergin olduğunun izlendiği, amniotomi yapıldığı, amnion mayinin mekonyumlu olduğunun izlendiği, yatakta ıkındırılmaya başlandığı, ıkınmanın efektif olmaması ve fetal kalp atımlarında deselerasyonlar gözlenmesi üzerine saat 18:15"te doğumhaneye transfer edildiği, burada ıkınmaya devam edildiği, baş seviyesinin değişmemesi ve deselerasyonların devam etmesi üzerine Kristeller manevrası ve Kiwi vakum uygulaması yapılmasının doğru olduğu, pelvik kanalın uygunluğuna rağmen manevraların başarılı olmaması ve derin bradikardi gözlenmesi üzerine acil sezaryen kararı alınmasının doğru olduğu, bu aşamada yapılan transabdominal ultrasonografide fetal kalp atımları mevcut, ancak bradikardik olduğunun gözlendiği, acil şartlarda genel anestezi altında Pfannenstiel kesi ile batına girildiği, uterin rüptür durumunun gözlendiği, rüptür hattının yanından uterusa girilerek saat 18:44"de baş gelişi 1. dakikada 0, 10.dakikada 4 Apgar"a sahip, 4500 g ağırlığında, 56 cm boyunda, baş çevresi 36.5 cm olan bir erkek bebek doğurtulduğu, bebek yenidoğan uzmanları tarafından resüsitasyona alındığı, bebekte hipoksik iskemik ensefalopati tablosu geliştiğinin anlaşıldığı, takipleri boyunca gerekli muayene, tetkik ve konsültasyonlar yapılarak uygun tedavilerin başlanmış olduğu, dava konusu olayda vajinal doğuma karar verilmesi süreci ile ilgili ifadeler arasında çelişkiler bulunmakla birlikte; doğumdan bir gün önce 41 haftalık postterm gebelik ile ilgili risklerin anlatıldığı, ani bebek kaybı, mekonyum aspirasyonu ve zor doğum olasılıklarının tartışıldığına dair müşteki tarafından imzalanmış tutanak ile müşteki ve davalı hekim tarafından imzalanmış doğum indüksiyonu ve vajinal doğum için aydınlatılmış onam formunun dosyada mevcut olduğu, tahmini doğum ağırlığı 4500 gr civarında olan bir bebeğin vajinal yoldan doğurtulmasının tıbben mümkün olduğu, dava konusu olayda doğum eyleminin ilerlememesi üzerine gerekli manevralar yapılarak doğumun desteklenmesi, sonrasında acil sezaryen kararı alınmasının tıbben doğru olduğu, söz konusu eylem sonrasında bebekte ortaya çıkan hipoksik iskemik ensefalopati tablosunun, bu tür zor doğumlarda her türlü dikkat ve özene rağmen oluşabilen, herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmalden kaynaklanmayan "komplikasyon" olarak nitelendirildiği, doğum sonrası bebeğe uygulanan muayene, tetkik, tedavi ve konsültasyon işlemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu, komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, doğumda ve bebeğin takibinde görev alan sağlık çalışanlarının eylemlerinin tıp bilimince genel kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olduğu cihetle; ilgili sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde görüş içeren raporuna dayalı olarak şüpheliler ... Hastanesi mesul müdürü ..., gebelik takibini ve doğumu gerçekleştiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. ..., sorumlu kat hemşiresi ..., ebe-hemşire ... haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Aynı konudaki şikayetle ilgili olarak İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce yaptırılan inceleme sonunda ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Eğitim Sorumlusu Op. Dr. ... tarafından hazırlanan 26.03.2015 tarihli inceleme raporunda; “Op. Dr. ..."ın ..."nun doğum yönetimiyle ilgili yaklaşımında, özellikle hastanın daha önce iri bebek doğurmuş olması ve pelvik muayenenin de uygun bulunması, hastanın da özellikle vaginal doğum istemesi, vaginal doğum kararı aldırtmıştır. Her ne kadar başlarda bebeğin kalp atışları düzenli, reaktifse de miat aşımı olması sebebiyle indüksiyonun etkisiyle daha kolay akut plasenter yetmezlik, dolayısıyla fetal distres gelişebilir. Nitekim amniotomi sırasında suyun mekonyumlu gelmesi buna bir işaret olabilir. Doğum servisindeki deneyimsiz olduğu düşünülen ebe hemşire hastanın durumunu yeterince değerlendirememiş, serviste son dönemde vaginal tuşe yapılmadığı için de hızlı ilerleyiş, hatta rüptür durumu fark edilmemiş. Hastanın doğum servisinde kliniğine bakılmadan aynı doz oksitosin infüzyonu verilmeye devam edilmiş. Hastanın doktoru da, saat 18.00"de hastanın başına geldiğinde, hasta ıkındırılmış, yeterli sonuç alınamayıp bradikardi gelişmesi üzerine doğumhaneye alınıp, muhtemelen kondisyonu uygun olmamasına rağmen vakum+Kristellerle zaten sürmatür makrozomik bebek ve anne zorlanmış nitekim üterin rüptür gelişmiştir. Kanımca ilk ıkındırma denemelerinde başın ilerlemediği fark edilip, sefalopelvik uyum açısından değerlendirilerek bradikardi de göz önünde bulundurularak o anda dahi vakumdan ziyade sezaryen kararı alınsa sonuç bu kadar dramatik olmazdı.” şeklinde görüş bildirildiği de dikkate alındığında,
Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27.02.2015 tarihli raporunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 67. maddesinin 5. fıkrası gereğince ilgililerin itirazlarının bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere tebliğ edilmesi, İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan, Yüksek Sağlık Şurasından ya da üniversitelerin ilgili bölümünden rapor alınarak, maddi olayın ve kusur durumunun şüpheye yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve delillerin etraflıca araştırılıp ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmediği anlaşılmakla,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 173. maddesinin 3. fıkrası hükmü gereğince, şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında taksirle yaralama suçundan eksik incelemeye dayalı olarak verilen ve ... Hastanesi Yönetim Kurulu üyeleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar içermeyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 07.05.2015 tarihli ve 2014/72701 soruşturma, 2015/40603 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın belirtilen şekilde inceleme yapılmasından sonra sonuçlandırılması yerine doğrudan reddine ilişkin mercii İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09.06.2015 tarihli ve 2015/1374 değişik iş sayılı kararında isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.05.2015 tarihli ve 2014/72701 soruşturma, 2015/40603 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09.06.2015 tarihli ve 2015/1374 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde Sulh Ceza Hâkimliğince yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi