23. Hukuk Dairesi 2011/1002 E. , 2011/767 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekilleri, müvekkilinin davalı kooperatifin bir dönem yöneticisi olduğunu, SSK primi, ağaçlandırma harcı, garaj ücreti, proje tadilat masrafları ve imar iznine ilişkin olarak ödemeler yaptığını, toplam 10.229.00 TL nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibin haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davacının bir dönem kooperatif yöneticisi olduğunu, kooperatife ait makbuzların davacının elinde olmasının ödemelerin davacı tarafından yapıldığı anlamına gelmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı ve dava dışı eşi üzerine tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde, davalı tarafından inşaat yapılması konusunda anlaşıldığı, inşaatın tamamlanmasına rağmen iskana aykırılık sebebiyle ruhsatın alınamadığı, davacı tarafından kooperatife devir işleminin yapılmadığı, bu sebeple muaccel bir alacak olmadığı, ödemeler davalı adına yapılmış ise bu hususta davalı tarafından davacıya verilmiş bir yetki bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatife borç verme iddiasına dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Zira, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kooperatif adına bir takım harcamaları yetki almadan kendiliğinden yaptığı belirlenmiştir. Davacı, kooperatif adına bir takım ödemelerde bulunmuş ise, bunları vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir. Bu kapsamda mahkemece, davalı kooperatifin davacıdan borçlanmaya gereksiniminin bulunup bulunmadığı, borçlandı ise ödeme yapılıp yapılmadığı, üçüncü kişilere ne amaçla ve ne kadar borçlandığı davacının yaptığı ödemeler karşılığında davalı kooperatife mal, hizmet yada nakit girişinin bulunup bulunmadığı, alanında uzman bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, 03.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.