20. Hukuk Dairesi 2014/9833 E. , 2015/3698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında, ... Köyü 228 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 8 parsel sayılı sırasıyla 1470,55 m2, 541,98 m2, 4673,49 m2, 5832,19 m2, 6405,52 m2, 617,67 m2 ve 3014,07 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı gerçek kişilerin adlarına tesbit edilmiştir.
Davacı , taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/1-2 maddesi gereğince orman içi açıklık olmaları nedeniyle orman sayılan yerlerden oldukları iddiasıyla dava açmıştır. Davacı ... ise, 228 ada 6 ve 8 parsel sayılı taşınmazların 1971 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları dikkate alınmadan ve orman kadastro sınırları ihlal edilerek taşınmazların kadastro tespitlerinin yapıldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, HUMK"nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne ve 228 ada 1 parselin krokide Yol, (1/C) ve (1/B) ile gösterilen bölümleri ile 228 ada 6 parselin Yol, (6/B) ve (6/A) ile gösterilen bölümleri ve 228 ada 8 parselin tamamının kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların orman niteliğiyle adına tesciline, 228 ada 1 parselin (1/A) ile gösterilen bölümü ile 228 ada 6 parselin (6/B) ile gösterilen bölümü ve 228 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların tamamının tespit gibi davalı gerçek kişiler adlarına tesciline karar verilmiş, davacılar ve ... tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 13/04/2011 tarih ve 2011/1362 - 4358 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, temyize konu 228 ada 1 parselin krokide (1/A) ile gösterilen, 228 ada 6 parselin krokide (6/B) ile gösterilen bölümleri ile 228 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, temyize konu çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadığı ve taşınmazların eylemli durumları ve üzerindeki ağaçların cinsi ve sayıları da net bir biçimde belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazların orman olmadığı belirlendiği takdirde çekişmeli taşınmazların zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, çayırlık olarak kullanılan yerlerde salt hayvan otlatmanın ekonomik amaca uygun zilyetlik olamayacağı düşünülmeli, gerektiğinde komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler ve zilyet tanıkları dinlenerek, taşınmazların öncesinin mera olup olmadığı, köylüler tarafından meranın paylaşılıp paylaşılmadığı, bitişik parselleri birbirinden ayıran doğal ya da yapay sınırların ne olduğu ve hangi amaçla ne zamandan beri nasıl kullanıldığı konularında teknik bilirkişilerden rapor alınmalı, bu köye ait mera vergi kayıtları olup olmadığı Özel İdareden ve yine bu köye mera tahsisi yapılıp yapılmadığı ilgili idari birimlerden sorularak varsa kayıt ve haritalar getirtilip yerine uygulanmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği taktirde 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve tesbit tarihine kadar davalı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı gerçek kişiler yanında, murisler ve tüm mirasçıları yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınarak, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiş ve dava konusu 228 ada 1 nolu parselin (A) harfi ile gösterilen bölümü dışındaki alanlar, 228 ada 6 nolu parselin (D) harfi ile gösterilen bölümü dışındaki alanlar ile 228 ada 8 nolu parselin tamamı hakkında verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı kurumların davalarının kısmen kabulü ile 228 ada 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile 228 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A/1) ile gösterilen 1161,80 m²"lik alanın ... adına, 228 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (D/1) ile gösterilen 395,26 m²"lik alanın orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tesciline, 228 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili davanın reddine, 228 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tarla vasfıyla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 228 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tarla ve dam vasfıyla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 228 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tarla vasfıyla toplamda 5 pay kabul edilerek,
1 payının ...,
1 payının ...,
1 payının ...,
1 payının ...,
1 payının ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
228 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tarla vasfıyla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1968 yılında seri usulle ... da yapılıp, dava tarihinden önce kesinleşmiş olan orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı ... orman içi açıklık iddiasıyla dava açtığı ve orman olarak tescilini talep ettiği de gözönüne alındığında, uzman orman bilirkişi raporuna göre temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ...ne yükletilmesine, ... harç alınmasına yer olmadığına 06/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.