12. Ceza Dairesi 2015/10117 E. , 2016/12151 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK"nın 134/1, 134/1-2, 53/1, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; sanık ..."ın, metrobüs duraklarındaki merdivenleri kullanarak dışarı çıkış yapmakta olan mağdur ..."a yaklaşıp, kamera fonksiyonunu açık halde bıraktığı cep telefonunun çekim yönünü, mağdurun etek altına odaklayarak, onun bilgisi ve rızası dışında, erojen bölgelerinin görüntüsünü kaydetmek istediği sırada, durumu fark eden kolluk görevlilerinin müdahalede bulunmaları üzerine yakalandığı ve sanığa ait cep telefonunda mağdura ait herhangi bir görüntünün tespit edilemediği olayda,
Mağdurun fiziksel mahremiyetini içeren görüntüsünü kaydetme kastını taşıyan sanığın eyleminde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu, sanığın, cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadına yönelik eylemiyle cinsel taciz suçunu da işlediği anlaşılmakla,
Bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK"nın 44. maddesine uygun olarak daha ağır cezayı gerektiren özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılmasına dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın takdiri indirim maddesinin uygulanmamasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK"nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde, kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal edildiği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesinde, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde, bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüş iken, suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 81. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK"nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı düzenlenmiş olup, TCK"nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, TCK"nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak aynı Kanun"un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği de dikkate alınmadan, temel cezanın asgari hadden tayin edildiği açıklandıktan sonra, suç tarihi itibariyle sanık lehine olan düzenleme nazara alınmaksızın, TCK"nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesi gereğince hükmolunan 1 yıl hapis cezasının aynı madde ve fıkranın 2. cümlesi gereğince bir kat artırılması suretiyle sanığın 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek sanığa fazla ceza hükmedilmesi,
2- Olayın hemen akabinde kolluk görevlilerince düzenlenen 28.06.2011 tarihli “Tutanak” başlıklı belgede; elindeki cep telefonu ile şüpheli hareketler sergilediği fark edilen sanığın, metrobüsten inen mini etekli mağdura yaklaşıp, onun etek altı görüntülerini çekmek istediği esnada yakalandığının belirtilmesi, sanığa ait cep telefonu üzerinde yapılan inceleme sonucu Bilişim Yoluyla İşlenen Suçlar Büro Amirliğince düzenlenen 05.07.2011 tarihli Teknik Analiz ve Telefon İnceleme Raporunda; “...Telefon içeriğinde çok sayıda bayan şahsa ait etek altı görüntülerinin kaydedildiği anlaşılmış... Elimizde bulunan mevcut teknik cihaz ve yazılımlarının yukarada özellikleri yazılı telefonu fiziksel desteklemediği için silinmiş veriler içeriğinde inceleme yapılamamış, sadece bahse konu telefon içeriğinde bulunan mevcut (silinmemiş) verilerin dökümü yapılmıştır.” ibarelerine yer verilmesi, sanığın, mağdurdan önce çok sayıda kadının etek altı görüntülerini cep telefonuna kaydettiğini, mağdurun etek altı görüntülerini de çekmek istediğini; ancak, polislerin anında müdahalede bulunmalarından dolayı mağdura ait görüntülerin cep telefonuna kaydedilmediğini ifade etmesi, mağdurun da metrobüs durağındaki merdivenlerden çıktığı esnada sivil polislerce durdurulduğunu ve sanığın etek altı görüntülerini çekmek isterken yakalandığının söylenmesi üzerine sanıktan şikayetçi olduğunu, polis memurlarının sanığa ait cep telefonunda yaptıkları kontrol neticesinde ise şahsına ait herhangi bir görüntünün kaydedilmemiş olduğunu öğrendiğini beyan etmesi hususları birlikte nazara alındığında,
Mağdurun özel yaşam alanına giren görüntüsünü kaydetme kastını taşıyan ve görüntü kaydetmeye elverişli cep telefonuyla suçun icrasına başlayan sanığın, kolluk görevlilerinin durumu fark etmesinden dolayı kaydı gerçekleştiremeyip, elinde olmayan sebeplerle eylemini tamamlayamaması nedeniyle fiilinin teşebbüs aşamasında kaldığı ve sanık hakkında görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan hükmolunan cezada TCK"nın 35/2. madde ve fıkrası uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın mağdura ait görüntüyü cep telefonundan sildiğine ve eyleminin tamamlandığına dair dosyada mevcut delil durumuna uygun düşmeyen yanılgılı kabule dayalı olarak sanığa fazla ceza hükmedilmesi, kanuna aykırı,
3- Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.