13. Hukuk Dairesi 2016/17425 E. , 2019/6051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/760 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takip konusu olarak 21.02.2012 tarihli 14.000,00-TL"lik satış sözleşmesinin gösterildiğini, sözleşmedeki boşlukların sonradan doldurulduğunu, iddia edildiği gibi davalıdan 10.000,00-TL almadığını, davalıdan kapora olarak sadece 1.000,00-TL aldığını, davalının taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, bu sebeple taşınmazı başkasına sattıklarını, cezai şart bedelini de kabul etmediğini, davalıya borcu olmadığını ileri sürerek, ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/760 esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile, 21.02.2012 tarihli sözleşmeye dayanılarak hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmenin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve resen dikkate alınır. Taraflar arasındaki sözleşme, resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Cezai şart, asıl borca ilişkin fer’i haklardan olup, geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesinde düzenlenmiş olan cezai şart da geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle, ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Bu itibarla, davalının geçersiz sözleşme nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği göz önünde bulundurularak cezai şart tutarı 4.000,00-TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.