Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/936
Karar No: 2021/1090
Karar Tarihi: 28.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/936 Esas 2021/1090 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/936 E.  ,  2021/1090 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından 31.05.2012 tarihinde 190 kg kavrulmuş tuzsuz iç fıstığın müvekkili davacıya teslim edildiğini, ürünün şartlarına uygun depoya yerleştirildikten sonra bir miktarının satıldığını, Denizli İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 02.07.2012 tarihinde yapılan denetimde bu üründen numune alındığını, yapılan analiz sonucunda ürünün aflatoksinli olduğunun tespit edildiğini ve müvekkiline 02.08.2012 tarihinde 2.375TL idari para cezası verildiğini, yine Denizli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 03.08.2012 tarihli kararı ile 11.875TL idari para cezası uygulandığını, söz konusu cezaların davalının davacı müvekkiline teslim ettiği ürünlerin etiketsiz ve aflatoksinli olmasından dolayı kesildiğini, aflatoksinli ve etiketsiz olan 80 kg kavrulmuş iç fıstığın idarece el konulup imha edildiğini, müvekkilinin şirketinin ismine leke sürülmemesi adına idari para cezalarını ödediğini, davalı her ne kadar ayıplı ürünün kendisine ait olmadığını iddia etmekte ise de, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesinde numunenin alındığı tarihte başka yerden kavrulmuş tuzsuz iç fıstık satın almadığının anlaşılacağını ileri sürerek imha edilen 80 kg fıstık bedeli 484,80TL ve ürünün etiketsiz olması nedeniyle ödenen 1.781,25TL ve aflatoksinli olması nedeniyle ödenen 8.906,25TL idari para cezası ile ihtarname gideri olan 94,83TL olmak üzere toplam 11.267,13TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava ve talep konusunun zamanaşımına uğradığını, il sağlık müdürlüğünün tespit tarihinin 02.07.2012 olduğunu, aflatoksinli ürünler müvekkilinden kaynaklanmadığından davacının, 14.07.2012 ve 14.08.2012 tarihlerinde de mal almaya devam ettiğini, Denizli İl Sağlık Müdürlüğünün 02.07.2012 tarihli tespitinin açık dökme tabir edilen ürünler üzerinden yapılmış olduğunu, davacının işyerinde yapılan tespitte numune ürünlerin torbasız, dökme ve açıkta satılan ürünler üzerinden alındığını, Ege Kuruyemiş markalı ve torbalı ürünler üzerinde yapılmış bir tespitin olmadığını, ilgili idarenin ayıplı aflatoksinli ürünlerin müvekkilinden kaynaklı olduğunu tespit etseydi aynı mahiyette cezayı müvekkiline de uygulayacağını, aflatoksinli ürün tespiti ambalajı olmayan ürünler üzerinde olduğundan sorumluluğun davacıya ait olduğunu, müvekkilinin üzerinde marka olmayan veya açık şekilde mal satmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2015 tarihli ve 2013/368 E., 2015/43 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında fıstık alım-satımı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davalı, davaya konu ürünlerin kendisinden alınmadığını ileri sürmüş ise de, tarafların defterlerinde yapılan incelemede; davacının 31.05.2012 tarihinden sonra başkaca aynı cins ürün alımı yapmaması karşısında Denizli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün incelemesine konu olan ürünlerin davalı tarafından davacıya satılan ürünler olduğunun kanaatine varıldığı, davacı davalıdan almış olduğu ürünlerden 80 kg"nın etiketsiz yani ayıplı olmasından dolayı imha ettiği iç fıstık bedeli olarak 484,80TL ve ödediği 1.781,25TL idari para cezasını talep etmiş ise de; taraflar tacir olup, ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında belli ise alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, etiketsiz malların alım satımında ayıbın açık ayıp olduğunu, davacının etiketsiz mallar yönünden ürünü teslim aldığını belirttiği 31.05.2012 tarihinden itibaren iki gün içerisinde durumu davacıya bildirme yükümlülüğü olduğu, buna ilişkin herhangi bir somut delil ileri sürülmediğinden davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmakla bu alacak kalemine ilişkin talebinin yerinde olmadığı, aflatoksinli mallardaki ayıbın ise teknik bir inceleme ve muayene yapılmadan tespiti mümkün olmadığından gizli ayıbın söz konusu olduğu, bu durumda davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 223/2. maddesi uyarınca hemen durumu davalıya bildirmesi gerektiği, somut olayda; davacının davalıdan 31.05.2012 tarihinde aldığı ürünler aflatoksinli olduğundan idari yaptırıma maruz kaldığı, davacının ürünlerin aflatoksinli olduğunu Denizli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 17.07.2012 tarihli denetim ve kontrol raporu ile öğrendiği, davalı tarafından özel istekle kendi ürünleri üzerinde muayene ve analiz raporu istediği, bunun üzerine 20.07.2012 tarihinde rapor düzenlendiği, bu durum mallardaki gizli ayıbın hemen davacı tarafından davalıya ihbar edildiğini gösterdiği, bu nedenle davacının aflatoksinli ayıplı mallar nedeniyle idareye ödemiş olduğu 8.906,25TL zarardan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.906,25TL alacağın temerrüt tarihi olan 11.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının talep ettiği 94,83TL noter masrafının yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 03.12.2015 tarihli ve 2015/6419 E., 2015/16228 K. sayılı kararı ile;
    “…Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan aldığı tuzsuz fıstık ürünü ile ilgili İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yapılan denetimde aflotoksin tespit edilmesi üzerine müvekkiline idari para cezası kesildiğini ve sözkonusu ürünlere el konularak imha edildiğini, bu nedenle ayıplı ürünün davalıya iade edilemediğini, müvekkiline ait ticari defter incelendiğinde davalı dışında bir yerden ürün alınmadığının görüleceğini belirterek, ürün bedeli olan 484,80-TL"nin, ürünün etiketsiz olması nedeniyle ödenen 1.781,25-TL idari para cezası ve aflatoksinli oluşu nedeniyle ödenen 8.906,25-TL para cezasının ve ihtarname gideri olan 94,83-TL olmak üzere toplam 11.267,13-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkiline süresinde ihbar yapılmadığını, idarece yapılan tespitte müvekkile ait markalı ve torbalı ürün üzerinde yapılmış bir tespit olmadığını, açık ürünlerde tespit yapıldığını, müvekkilinin fatura bedelinin tahsili için icra takibi yapması üzerine bu davanın açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme yapılan yargılama sonunda; davacı tarafın ürünlerin aflotoksinli olduğunu İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 17.07.2012 tarihli denetim ve kontrol raporu ile öğrendiği, davalı tarafın davacıya çekmiş olduğu Denizli 7. Noterliğinin 03.10.2012 tarihli ve 21900 yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinden anlaşıldığı üzere davacı tarafın mallardaki gizli ayıbı davalıya derhal ihbar ettiği, bu nedenle davalının aflatoksinli ayıplı ürünler nedeniyle ödenen idari para cezasından ve buna ilişkin ihtarın tebliğinden sonra temerrütten sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.906,25-TL alacağın temerrüt tarihi olan 11.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı tarafın işyerinde 02.07.2012 tarihinde yapılan denetimde ""...etiketi bulunmayan 19 adet 25 kg"lık glikoz (plastik kovalarda) ve 10 adet 8 kg"lık yine etiketi bulunmayan kavrulmuş yer fıstığı bulunduğu, yer fıstığından numune alınarak incelemeye alındığı"" şeklinde tutanak tutulduğu, 17.07.2012 tarihinde ise analiz sonucunda yer fıstığı numunesindeki aflotoksin miktarının mevzuata uygun olmadığı belirlenip, davacıya idari ceza uygulandığı anlaşılmaktadır.
    Davalı satıcı ise, davacıya sattığı ürünlerin paketli ve etiketli olduğunu bildirmiş, idarece alınan analiz raporuna konu olan numunelerin kendisine ait olmadığını savunmuştur.
    Mahkemece söz konusu ayıplı ürünlerin davalı tarafından satıldığı kabul edilmiş ise de, numune alınan ürünlerin davalı tarafından satıldığı konusunda dosyada yeterli delil bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönde ispat yükünün davacı tarafta olduğu kabul edilerek davacının delilleri değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    9. Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.06.2016 tarihli ve 2016/492 E., 2016/600 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler yanında tüm dosya kapsamı ve tarafların defterlerinde yapılan inceleme neticesinde; davacının 31.05.2012 tarihinden sonra davalıdan başka bir firmadan aynı cins ürün alımı yapmadığı, bu durumda Denizli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün incelemesine konu olan ürünlerin davalı tarafından davacıya satılan ürünler olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacının ayıplı çıktığını iddia ettiği ürünleri davalıdan satın aldığını ispat yükünün davacıda olup olmadığı, davacının delilleri değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Uyuşmazlığın, ispat konusunda olması nedeniyle öncelikle ispat hususuna kısaca değinilmesi faydalı olacaktır.
    13. İspat, bir olayın veya hukuksal durumun varlığı veya yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen, ispat yükü üzerinde olan tarafın deliller vasıtasıyla yürüttüğü inandırma faaliyetidir.

    14. İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususu ispat yükü kavramıyla ilgilidir. İspat yükünün ne şekilde dağılacağına ilişkin genel kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
    15. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesinin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmış; ikinci fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Buna göre “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”
    (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
    16. İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Nitekim kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir.
    17. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirketin işyerinde 02.07.2012 tarihinde yapılan denetimde ""...etiketi bulunmayan 19 adet 25 kg"lık glikoz (plastik kovalarda) ve 10 adet 8 kg"lık yine etiketi bulunmayan kavrulmuş yer fıstığı bulunduğu, yer fıstığından numune alınarak incelemeye alındığı"" şeklinde tutanak tutulduğu, 17.07.2012 tarihinde ise analiz sonucunda yer fıstığı numunesindeki aflatoksin miktarının mevzuata uygun olmadığı belirlenip, davacıya idari ceza uygulandığı anlaşılmaktadır.
    18. Davalı satıcı ise, davacıya sattığı ürünlerin paketli ve etiketli olduğunu bildirmiş, idarece alınan analiz raporuna konu olan numunelerin kendisine ait olmadığını savunmuştur.
    19. Her ne kadar yerel mahkemece davacının 31.05.2012 tarihinden sonra davalıdan başka firmadan aynı cins ürün almadığı, bu nedenle davaya konu ayıplı ürünlerin davalı tarafından satıldığı kabul edilmiş ise de, numune alınan ve ayıplı olduğu belirlenen ürünlerin davalı tarafından satıldığı konusunda dosyada yeterli delil bulunmamaktadır. Bu durumda ispat yükü kendisinde olan davacı, ayıplı olduğu belirlenen ürünlerin davalıdan satın alınan ürünler olduğunu ispat etmek durumundadır.
    20. O hâlde mahkemece, ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek davacının delilleri de değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat yükünde yanılgıya düşülerek hüküm kurulması yerinde değildir.
    21. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

    Aynı Kanun"un 440-III/1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi