20. Hukuk Dairesi 2014/10348 E. , 2015/3676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili 14/12/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın ... nolu ... 1978 yılında yaptığı orman kadastro çalışmaları sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirdiği belirlenerek 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığını, 137 ada 7 sayılı parselin 4.752,62 m2"lik kısmını müvekkilinin 1990 - 1991 yılları içinde hak sahiplerinden satın aldığını, taşınmazın kadastro tutanağında bir kısım zilyedin ismi belirtilerken malik sıfatıyla zilyet konumunda olan müvekkilinin ve bir kısım başka zilyedin isminin belirtilmediğini, zilyet olarak belirtilen kişilerin açtığı tescil davasının ... Kadastro Mahkemesinin 2010/58 Esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, müvekkilinin taşınmazlar için ecrimisil bedeli ödeyip emlak vergilerini ödediğini, ayrıca dava konusu yerde ikamet ettiğini, dava konusu alanın fındıklık olup ormanla bir alakasının bulunmadığını, arazinin içinde davacının 20 yıllık evinin bulunduğunu, ağaçları kendisinin diktiğini belirterek öncelikle dosyanın aradaki irtibat nedeniyle ... Kadastro Mahkemesinin 2010/58 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 19,911,50 m2 büyüklüğündeki 137 ada 7 parsel sayılı taşınmazın içindeki, davacıya ait olan toplam 4.752,62 m2"lik alanın davacı adına tapuya tesciline, tescil talebi kabul edilmediği takdirde terditli dava olarak tapu sicilinin beyanlar hanesinde taşınmazın zilyet olarak davacı ..."ın kullanımında olduğunun tespiti ile şerh verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dava konusu 137 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesinin 2010/58 E. sayılı dosyasında orman niteliği ile adına tesciline karar verilip kesinleştiği devlet ormanlarında zilyetlik sözkonusu olamayacağından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun ek 4 maddesi gereğince yapılan kadastro tesbitine itiraz ve tescil istemi ile birlikte terditli olarak taşınmazda kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Bölgede 1979 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2. madde çalışmaları ile 1988’da kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. 2010 yılında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen Ek-4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının tescil talebi yönünden; 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yerler 3402 sayılı Kanunun 16. maddesi gereğince Devlete kalan taşınmazlardan olup zilyetlikle kazanılamayacağı gibi, 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle 6831 sayılı Kanuna eklenen Ek 10. maddesi hükmü gereğince, bu tür taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı yolu ile kazanılmasının olanaklı olmadığı kaldı ki taşınmazın üzerinde hali hazırda 50 yaşlarında çeşitli çap ve boyda kestane ve kayın ağaçları bulunduğu, aynı taşınmazla ilgili ... Kadastro Mahkemesinin 2010/58 E. - 2012/29 K sayılı dosyasında orman niteliğiyle tesciline karar verildiği de gözönünde bulundurularak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacı gerçek kişi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.