8. Hukuk Dairesi 2016/20971 E. , 2019/3214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili ve davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, hacizli malların davacıya ait olduğunu, İİK"nin 99 maddesi gereğince haciz yapılarak alacaklıya süre verilmesi gerektiğini, haciz yapılan ahırın borçlunun evi ile bir ilgisi olmadığını, haciz sırasında davacının İlçe Tarım Müdürlüğünden almış olduğu hayvanların kayıtlarını gösterir belgeyi ibraz ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklılar vekili; dava konusu hayvanların borçlunun evinde haczedildiğini, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemenin 29.03.2011 tarihli ve 2010/68 Esas, 2011/9 sayılı kararının temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27.09.2012 tarihli ve 2012/8139 Esas 2012/10182 sayılı kararı ile, "... davacı ve borçluya ait işletme adresleri İlçe Tarım Müdürlüğünden sorulduktan sonra olay yerinde keşif yapılarak haczin nerede yapıldığının (davacıya ait ahırda mı yoksa borçluya ait ahırda mı yapıldığının) borçluya ait bir ahır bulunup bulunmadığının, varsa yerinin tespit edilmesi, buna göre küpesi olmayan hayvanlar yönünden mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğu saptandıktan sonra; küpesi olan beş adet hayvan yönünden ise 26.1.2011 tarihli menşe şehadetnamesi ve hayvanlara ait pasaport kayıtları da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece, haczin ödeme emri tebliğ edilen adres ile üçüncü kişinin evinin arasında bulunan ahırda yapıldığı, mahalli bilirkişilerin beyanlarına göre hacizde borçlunun hazır olduğu ve haciz mahallinin üçüncü kişiye ait olduğu, dosya içindeki belgelerden mahcuzların borçluya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından vekalet ücreti yönünden ve davalı alacaklı vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1.Davalı alacaklı vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde; bozma ilamı uyarınca haciz mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş, alacaklı vekili keşfin ertelenmesi talebiyle mazeret bildirmiştir. Keşif tutanağında mazeret dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir. Alacaklı vekilinin keşif erteleme talebine rağmen keşif yapılarak erteleme talebi zımnen reddedilmiş olmasına rağmen gerekçe gösterilmemiştir.
Keşif sonucu alınan 03.09.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda haciz mahallinin, davalı borçlu Tahsin Uslu"ya ait tek katlı kargir ev ve bahçe niteliğindeki 105 Ada 30 parsel içindeki evin bitişiğinde olduğu, borçlu Tahsin Uslu"ya ait parsel içinde bulunan evin kuzeyinde bir ahır daha bulunduğu ve bu ahırın da eve bitişik olduğu belirtilmiş olmasına ve alacaklı vekilinin yargılamanın devamı sırasında haciz mahallinin yanlış tespit edildiğine yönelik itirazlarına rağmen, keşif yapılan ahır ile haciz mahallinin aynı yer olup olmadığı konusundaki çelişki giderilmeksizin yargılama tamamlanmışır.
Bozma öncesi yapılan yargılamada tanık ..."un 29.03.2011 tarihli celsede " Ben halen köy bekçisi olarak görev yapmaktayım. Tahsin Uslu"ya ait ahır, evin arkasındadır......."ya ait ahırda yapılan haciz sırasında haczedilen ineklerin kime ait olduğuna dair bilgim yoktur. Tahsin"e ait hayvan olup olmadığına dair bir bilgim yoktur ." şeklinde beyanda bulunmasına karşın 02.09.2015 tarihli keşif sırasında ".... Bildiğim kadarıyla davalı Tahsin"in ahırı ve hayvanları yoktur. Ayrıca ben Kocaali köyünde inşaat işleri ile uğraşırım. Zamanında davacının ahırında da işçi olarak çalışmıştım. O dönemde de bu inşaatı davacıya ahır olarak yapmıştım." şeklinde beyanda bulunarak, borçlu Tahsin"e ait ayrı bir ahırın bulunup bulunmadığı hususunda oluşan çelişki giderilmemiştir.
Mahkemece; borçluya ait ahır bulunup bulunmadığı konusunda tanık beyanları arasındaki çelişki giderilerek, taraf vekilleri huzurunda yeniden yapılacak keşifle haciz mahallinin belirlenerek, önceki yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde fen bilirkişisinden rapor alındıktan sonra, mülkiyet karinesi belirlenip dosyadaki belgeler değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma neden ve şekline göre davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366. ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 26.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.