20. Hukuk Dairesi 2015/1788 E. , 2015/3660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/135-2014/134
Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 20.03.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili Av. Ç.. H.. tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. D.. A.. geldi, diğer taraftan Hazine vekili Av. Ulviye Sarp geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı D.. A.. vekili, bila tarihli dava dilekçesi ile, Eyüp İlçesi, Alibeyköy Mahallesi 75 pafta, .. ada, 1 parsel sayılı taşınmazın 1200/7360 paylı taşınmazdaki hak ve paylarının tamamının, dava dışı R. Ö. tarafından vekil edene satılmasının vaat ve taahhüt edildiği, buna ilişkin 16 Kasım 2009 gün ve 10863 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin tapu siciline şerh verilmesi için tapu sicil müdürlüğüne yapılan başvurunun “üzerinde kamu haczi olduğu ve muvafakat arandığından” reddedildiği, daha sonra taşınmazın İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredildiği iddiasıyla, görevli memurların yasayı doğru uygulamaması ve gerekli özeni göstermemesinden dolayı kusurlu olduklarından, zararının tazminini istemiştir.
Mahkemece, sözleşmeye dayalı olarak taşınmaz malikinden talepte bulunulması mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi isteminin reddedilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre, davacı tarafın satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmemesi nedeniyle taşınmazı devir alan belediyeye karşı dava açma hakkını kullanamadığından zarara uğradığı iddiasıyla TMK"nın 1007. maddesi uyarınca dava açtığı, anılan madde uyarınca düzenlenen sorumluluğun, tapu sicilinin, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayandığı, objektif (kusursuz) sorumluluk niteliğinde olduğundan, kusur şart olmayıp, sorumluluğu doğuran olayla zarar arasında sebep-sonuç ilişkisinin varlığı yeterli bulunduğu, zararı doğruna olay ile zarar arasında uygun illiyet bağının kurulması halinde Devletin sorumluluğunun doğacağı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türü niteliğinde bulunduğu, tapu siciline şerh verilmesi halinde vaat borçlusuna karşı ileri sürülebilen dava hakkının, taşınmazı devir alan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilme imkanı sağladığı, tapu memurunun şerh verilmesine ilişkin istemi 6183 sayılı
Kanunun 73. maddesi ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 07.07.1965 tarih ve 1390 sayılı Genelgesi uyarınca reddetmesinin doğru olmadığı, anılan kanun hükmünün kamu alacağı nedeniyle haciz konulan taşınmazların tasarrufuna ilişkin olduğu, satış vaadi sözleşmesinin tasarrufi bir işlem olmayıp, taşınmazın mülkiyetinin ileride devir edileceğinin vaadine ilişkin bulunduğu, şerh verilmesi ile mülkiyetinin devri sonucu doğurmadığından, tapu memurunun şerh istemini reddetmesi doğru değil ise de, bu ret nedeniyle zarar oluşmadığı, şerh verilmesinin kişisel hakkın sözleşmenin tarafı dışındaki kişilere yönelik olarak dava açma hakkı verdiği, bu neviden açılacak davada mülkiyete ilişkin olarak değerlendirme yapılabileceği, davacının satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle vaat borçlusuna karşı dava açma imkanı bulunduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.