Esas No: 2020/3246
Karar No: 2022/1017
Karar Tarihi: 11.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3246 Esas 2022/1017 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/3246 E. , 2022/1017 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.05.2018 tarih ve 2017/322 E- 2018/400 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.10.2019 tarih ve 2018/1125 E- 2019/1408 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin davalı ... Uluslarası Metalurji San Tic. Ltd,Şti.' ne 2014 yılından itibaren tufal sattığını, bu ticari ilişkiden kaynaklı ilk faturaların 18/08/2014 tarihinde kesildiğini, bu tarihte kesilen 2 adet fatura tutarının 14.329,44 TL olduğunu, 25/08/2014 tarihinde 43.254,50 TL lik üçüncü bir faturayı daha kestiğini ve yeni tufal satımının gerçekleştiğini, davalı şirketin fatura bedellerini ödememesi sebebiyle başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia,savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının icra takibine konu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edildiğini iddia ettiği, davacı satıcının mal teslim ettiğini kesin delil ile ispat etmesi gerektiği, davacının ticari defterlerinin HMK'nın 222. maddesine göre delil kudretine haiz görüldüğü ve davacının alacaklı olduğunun belirtildiği, ticari defterlerin kesin delil niteliğine sahip ise de; ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerektiği, tarafın ticari defterlerinin yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabileceği, karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olmasının mümkün olmadığı, davalıya HMK' nın 222/1. maddesi uyarınca resen ticari defterin ibrazı istenebileceğinden kesin mehil verildiği ancak ticari defterlerin sunulmadığı, davacı ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olsa bile faturanın davacı defterlerinde kayıtlı bulunmasının içeriğindeki malların davalıya teslim olunduğunu ispatlamayacağı, dosyada satım konusu ürünlerin teslimine ilişkin bir sevk irsaliyesi de bulunmadığı, davacı ticari defterlerinin dayanak belgeler ile de teslim olgusunu ispat edemediği erekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu takibin faturaya dayalı olup, takip dayanağı faturalarda teslim alanın isim ve imzasının bulunmadığı, davalının takipte verdiği itiraz dilekçesinde dayanak faturaları kabul etmediklerini, fatura içeriği malların teslim edilmediğini savunduğu, HMK 190/1 maddesi gereğince fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, faturanın tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, 6100 sayılı HMK'nun 222. maddesine göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulması, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği, bu şartlara uygun biçimde tutulmuş defter kayıtlarının, sahiplerinin lehine delil olarak değerlendirilmesinin ise diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması şartlarına bağlı olduğu, ayrıca söz konusu maddenin son fıkrası uyarınca, davadaki taraflardan birinin diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmesine rağmen karşı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması halinde ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağının düzenlendiği, davacı tarafın HMK'nun 222/son maddesi uyarınca delillerini davalının defterlerine hasretmediği , aynı madde gereğince davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılarak iddianın ispatlanmış kabul edilmesine olanak bulunmadığı,davacının fatura içeriği malları davalıya teslimini ispat edemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, ticari alım satımdan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve İİT istemine ilişkindir.
2-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ispat yükü kendisine ait olan davacının faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı, davalı ticari defterleri etmediği halde, davacının delillerini münhasıran davalının defterlerine hasretmediği için davacının iddiasını ispatlamış sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3-Alınan bilirkişi raporundan davacı şirketin ticari defterlerinin usulün uygun şekilde tutulduğu, açılış-kapanış tasdiklerinin bulunduğu ve tek düzen muhasebe kurallarına uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği, tutulan defterlerin e-defter niteliğinde olduğu, aynı ortamda defter tutan davalının defterlerinin davacı tarafından elektronik ortamda takip edildiği ve dava konusu faturaları e-defter üzerinden kontrol ettiği anlaşılmaktadır.
3-HMK’nın 199. Maddesi uyarınca, Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belge olarak sayılmıştır. Bu anlamda, “belge, deftere tekaddüm eder” özdeyişi ile ifade edildiği üzere ticari defterler de bir belge niteliğindedir.
4- HMK’nın 220/3 maddesi uyarınca, belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Somut olayda, Mahkemece RE’SEN 17.01.2018 tarihli celsede HMK’nın 220/3 maddesi uyarınca, davalıya ticari defterlerini ibraz için kesin süre verildiği, defterin ibraz edilmemesi halinde davacı defterlerindeki bilgilerin aleyhine delil olarak kabul edileceği ihtarına rağmen defterlerini sunmamıştır.
HMK’nın 222/3. Maddesinde yapılan ilavelerle ilgili 7251 sayılı K. ile yapılan değişiklik öncesine ilişkin olarak, Dairemizin 14.12.2017 tarih ve 2016/6647 E. – 2017/7274 K. sayılı kararında yerel mahkeme kararı, davalı tarafça defterlerin sunulması için HMK’nın 220/3 maddesi şartlarını taşıyacak nitelikte ihtar gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Dairemizin 13.01.2020 tarih ve 2019/2306 E. – 2020/285 K. sayılı kararında da, marka hakkına tecavüz sebebiyle açılan davasında tazminat hesabında davalı tarafa HMK’nın 220/3 maddesi uyarınca ihtarat yapılarak ticari defterlerini ibrazının istenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Keza Dairemizin 04.11.2014 T. ve 2013/15938 E. – 2014/16812 K. sayılı kararında da benzer doğrultuda karar verilmiştir.
4- 7251 S.K/Madde 23. Maddesi ile HMK’nın 222/3 maddesinde getirilen ekler olmadan önce, ticari deftelerin sunulmaması halinde HMK’nın 220.maddesinin mi, yoksa 222. Maddesinin mi uygulanacağı yönünden Daireler arasında veya Daire içerisinde var olan görüş farklılıkları, bu değişiklikle, 220.maddedeki imkanın 222/3. Maddesine de getirilmesi artık ticari defterler yönünden 222. Maddesinin özel bir düzenleme olduğu söylenebilir. Nitekim HGK’nın 23.11.2021 T. ve 2017/1542 E. – 2021/1474 K. ; 09.11.2021 T. ve 2017/11-833 E. – 2021/1371 K. sayılı kararlarında da HMK’nın 222/3. Maddesinde 7251 sayılı K.’nun 23. Maddesi ile getirilen yeni hüküm, eski olaylara da uygulanabilecek hükümler arasında gösterilmiştir. Bunlardan ikincisinde, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olmaması nedeniyle HMK’nın 220/3. Maddesinin olaya uygulanamayacağı kabul edilmiştir.
Kanun’da daha ileri tarihte yürürlüğe gireceği söylenmemişse, Usul Kanunları nitelikleri gereği derhal yürürlüğe girer ve tamamlanmamış işlemler yönünden kesinleşmemiş olan bütün dosyalara da uygulanır.
Bu bağlamda, HMK’nın 222/3. Maddesindeki “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması (22.07.2020 T. ve 7251 s.k.) veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek 2. cümle: 22.07.2020 - 7251 S.K/Madde 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” hükmü kesinleşmemiş tüm dosyalar yönünden tamamlanmamış işlem niteliğindedir.
Derhâl yürürlüğe girme kuralı uyarınca ticari defterlerin ibrazının 222. Maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği kabul edildiğinde, somut olayda Mahkeme tarafından, davalı tarafın ticari defterlerini sunması HMK’nın 222/1 maddesi uyarınca re’sen kararlaştırılmış ve ihtara rağmen davalı taraf defterlerini sunmamıştır. Bu durumda davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulması, birbirini doğrulaması karşısında defterlerini ihtara rağmen ibraz etmeyen davacı lehine ve davalı aleyhine delil değeri taşıdığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirdi.
5- Bilirkişi raporunda, davacının defterlerini elektronik ortamda tuttuğu ve davalının 2014 ve 2015 yılındaki ticari defter kayıtları üzerinde oluşturduğu cari hesabı takip ettiği açıklamasında, davacı faturalarının davalı tarafın elektronik ortamda tuttuğu defter kayıtları ile örtüşüp örtüşmediği hususları değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Anılan nedenlerle, Mahkemece davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararını onayan Daire çoğunluğu görüşüne katılmıyoruz.