22. Hukuk Dairesi 2017/28022 E. , 2020/4260 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde puntacı olarak 20/10/2000 - 15/06/2013 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyan ederek, ödenmeyen kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının haklı neden olmaksızın iş sözleşmesini feshettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusundadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, mahkemece, davacının 26/07/2008-17/06/2013 tarihleri arasında fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığı kabul edilerek söz konusu alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak davalı tarafından davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zamanaşımı savunmasında bulunulmuştur. Bu durumda, davacının hak kazandığı fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları hakkında yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. Maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda davacı işçi davalı işyerinde çalıştığı süre boyunca 1 Ekim-1 Nisan tarihleri arası 08.00-16.30 saatleri arası çalıştığını belirttiği halde mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 1 Ekim- 1 Nisan tarihleri arası 08:00-18.30 saatleri arası çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma ücretinin hesaplandığı anlaşılmıştır. Hal böyle iken, dava konusu fazla çalışma ücreti alacağının, 1 Ekim-1 Nisan tarihleri arası dönemde dava dilekçesinde belirtilen işten çıkış saati gözetilerek davacının haftalık 45 saati aşan çalışması bulunmadığı kabulü ile hesaplanması gerekirken davacının talebi aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4-Öte yandan temerrüt tarihinin belirlenmesi hususunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce davalıya hitaben 17/06/2013 tarih ve 13049 yevmiye numaralı ihtarneme keşide edilmiş olup; bu ihtarda miktar belirtmeksizin kıdem tazminatı, hafta tatili, fazla mesai, yıllık izin alacaklarının üç gün içinde ödenmesi talep edilmiştir. Mahkemece anılan ihtarnamenin keşide tarihine göre dava konusu ücret, fazla çalışma, genel tatil, yıllık ücretli izin alacakları hakkında faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de öncelikle söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, tebliğ edildiği anlaşıldığı takdirde davalıya verilen üç günlük süre de dikkate alınarak ihatarnamede açıkça belirtilen alacaklarla sınırlı olacak şekilde faize hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde ilgiliye iadesine, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.