Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/646
Karar No: 2011/736
Karar Tarihi: 03.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/646 Esas 2011/736 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, borçlu firmanın sıra cetvelinde kendilerinden önce yer alan davalı alacağının muvazaalı olduğunu iddia ederek, kendilerine ayrılan payın davalı alacağına tahsis edilmesine karar verilmesini talep etti. Ancak davalı taraf, borçlu firmanın kendilerine servis hizmeti verdiği ve karşılığında dava konusu kambiyo senedini aldıklarını savundu. Mahkeme davacının muvazaa iddiasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verdi. Davacı vekili karara itiraz etti ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, borçlunun davalıya borçlu olduğunu ispat yükünün davalıda olduğunu ve ispat edilemediği için davacı lehine karar verilmesi gerektiğini belirtti. Kanun maddeleri olarak Türk Ticaret Kanunu'nun 652. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu'nun 98. maddesi yer almaktadır.
23. Hukuk Dairesi         2011/646 E.  ,  2011/736 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, borçlu ... Ltd. Şirketi aleyhine İstanbul 13.İcra Müdürlüğü"nün 2008/4813 esas sayılı dosyasında takip yaptığını, başka alacaklıların da bulunması nedeniyle icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlendiğini, davalının sıra cetvelinde ikinci sırada, müvekkili şirketin ise dördüncü sırada yer aldığını, davalı ile borçlu arasında ticari ilişki bulunmadığını, davalı alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalıya ayrılan payın davacı alacağına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, borçlu ile 30.11.2006-01.01.2008 tarihleri arasında geçerli servis taşımacılığına ilişkin sözleşme bulunduğunu, yapılan hizmetin karşılığı olarak 28.03.2008 tarihli 45.000,00 TL bedelli çek ile 01.04.2008 vade tarihli bononun alındığını, müvekkilinin borçlu şirketten alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip konusu çek ve bononun ticari kayıtlarda gösterilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, faturalar altında imza mevcut değilse de banka kanalı ile yapılan tahsilatların faturalar ile örtüştüğü, vergi dairesi yazısından davalı faturalarının kanuni süresi içeresinde vergi dairesine bildirildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından muvazaa iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
    Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, alacağına itiraz edilen alacaklıya aittir. Alacaklı, alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Senetler ancak tarafların ve onların cüz-i ve külli haleflerine karşı ileri sürülebileceğinden, davacı üçüncü kişi bakımından bir ispat aracı olamazlar. Somut olayda, borçluya, servis hizmeti verdiğini ve karşılığında dava konusu kambiyo senedini aldığını savunan davalının bu savunmasını yukarıda belirtildiği şekilde ispatlaması gerekir. Davalının takip, kesinleşme ve haciz tarihlerinin önce olması tek başına yeterli olmayıp, her zaman düzenlenebilecek nitelikteki kambiyo senedi bakımından borcun doğum tarihinin belirlenmesi gerekirken, ispat yükünün davacı yana yüklenmesine dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi