17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/384 Karar No: 2015/683 Karar Tarihi: 14.04.2015
Hırsızlık - Mala zarar verme - İşyeri dokunulmazlığını bozma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/384 Esas 2015/683 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından bir grup sanığın yargılandığı bir davada hüküm vermiştir. Sanıklardan biri mal zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından beraat etmiştir. Ancak bu kararın yerinde olmadığına ve sanığın suçlu bulunması gerektiğine karar verilmiştir. Öte yandan, hırsızlık suçundan mahkumiyet kararları bozulmamıştır. Kararda, TCK’nın 50/5. maddesi gereğince, ceza miktarına göre hüküm dolayısıyla temyiz talebinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, yargılama giderinin düşük olduğuna dikkat çekilmiş ve buna ilişkin düzeltme yapılmıştır. Kanun maddeleri olarak, 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi, 50/5. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nun 305/1. maddesi, 317. maddesi, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 106. maddesi, 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi 2015/384 E. , 2015/683 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, Mala zarar verme, İşyeri dokunulmazlığını bozma HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına göre, 1412 sayılı CMUK’nun 5219 sayılı Yasa ile değişik 305/1.maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca sanık ... müdafiinin temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 2-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; Yargılama giderinin 6183 sayılı Kanunun 106. maddesinde belirlenen 20.00 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderine ilişkin bölüm çıkarılarak, ilgili bölüme "Suçları birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin ayrı ayrı, eşit oranda alınmasına ve 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Hazineye yükletilmesine cümlelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3-Sanık ... hakkında mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde: Birlikte suçu işlemeye önceden karar vererek, olay yerine gelen ve el ve işbirliğiyle hareket etmek suretiyle suça katılan ve hırsızlık amacıyla müştekinin işyerinin camını kırarak giren suçun diğer sanığı Erdi"yi araçta bekleyen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi gereğince sanığın mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından mahkumiyeti gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile beraatine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.