Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4878 Esas 2022/1084 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ



TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.01.2020 tarih ve 2017/468 E. - 2020/49 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının cari hesaptan ve faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının açılan bu takibe itiraz etmekle birlikte borcu ödediğine ilişkin belge ibraz etmediğini, takibe konu edilen alacağın dayanağını oluşturan malların davalıya teslim edildiğini, düzenlenen faturalara da itiraz edilmediğini ileri sürerek, itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile aralarında cari hesap anlaşmasının mevcut olmadığını, davacının faturaya dayalı alacağının bulunmadığını, davacıya alınan malzeme bedelinden daha fazla ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde tarihleri belirtilen bazı faturaların davalının kayıtlarında olmadığını, davacı şirkete verilen çek ve senetlerle borcun ödendiğini, davacıdan teslim alınan mallara ilişkin sevk irsaliyeleri ve sair belgelerde davalının ortağının imzasının bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporu ile davacının defter ve kayıtlarına göre davalıdan yapılan toplam tahsilatın 44.658,09 TL olduğu, davalının defter ve kayıtlarına göre davalı tarafından davacıya yapılan ödeme miktarının 23.408,85 TL olduğu tespit edildiğinden, davalının davacıya yaptığı ödeme miktarı yönünden davacı kayıtlarında yer alan 44.658,09 TL'ye itibar edilmesi gerektiği, davacı kayıtlarında yer almamakla birlikte davalının ödeme iddiasının dayanağı olan dört adet çek bedeli toplamının 25.775,00 TL olduğu ve söz konusu çeklerin takastan ödendiğinin tespit edildiği, davacı defterinde davalıdan tahsilat kaydı olarak yer alan 44.658,09 TL ile birlikte takastan tahsil edilen çek bedelleri toplamı 25.775.-TL de birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından yapılan toplam ödemenin 70.383,09 TL olduğu, davacı tarafından davalıya satılıp teslim edildiği kanıtlanan ürün bedeli toplamının 64.036,05 TL olduğu, ispatlanan davacı alacak miktarını aşacak şekilde 70.383,09 TL davalı ödemesi bulunduğunun ispatlanması karşısında davacının davalıdan tahsili gereken bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.