Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5198
Karar No: 2016/62
Karar Tarihi: 18.01.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/5198 Esas 2016/62 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/5198 E.  ,  2016/62 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Davacı, davalı ... tarafından açılan tamamlama kursunda edebiyat öğretmeni olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
    Davalı ..., davacının iş akdinin idari yargı kararı sonucu kursun kapatılması sebebiyle alt işveren tarafından feshedildiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını; diğer davalılarda davacının alacaklarından sorumlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmadan işveren tarafından feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Muvazaa nedeniyle davalıların sorumluluğu hususu taraflara arasında uyuşmazlık konusudur.
    Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde iş akdinin feshi sonucuna bağlı olarak doğan alacaklarından muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
    Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, davalıların savunmaları, taraf tanıklarının beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu, davacının davalı Belediyenin asıl işinde görevlendirildiği, taraflar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı anlaşılmaktadır.
    Ayrıca muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.
    Somut olayda iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK."nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı Belediyenin ve diğer davalı alt işveren şirketlerin davacının iş akdini geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı olarak doğan alacağından diğer şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmelidir.
    Bu hukuki olgu karşısında davalı ... ile alt işveren şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık arasında muvazaa bulunması nedeniyle alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı alt işveren şirketler hakkındaki davanın husumetten reddi hatalı olup alacaklardan davalı ... ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerekir.
    2-Davacının kıdem esas çalışma süresi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Davacı tanıkları aynı kursta kursiyer olarak çalışan öğretmenlerdir, bu davadan çıkacak sonucun tanığın menfaatini de ilgilendireceği hususu gözönünde tutulduğunda davacı ile menfaat birliği içinde hareket etmesi mümkün olması nedeniyle davacının hizmet süresinin SGK belgeleri yerine tanık beyanları itibarla belirlenmesi hatalıdır. Bu nedenle davacının hizmet süresinin SGK hizmet döküm cetveline göre belirlenerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının da bu süre esas alınarak değerlendirilmesi gerekirken menfaat birliği içinde hareket eden tanık beyanı ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    O halde davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Belediyeye iadesine. 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi