15. Ceza Dairesi 2015/9762 E. , 2018/6067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık hakkında; TCK’nun 158/1-f, 62, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yedek Parça San ve Tic. Ltd .Şti isimli şirketin yetkilisi olan sanığın, uzun süreden beri ticaret yaptığı Ltd. şirketinin yetkilisi olan ve hakkında beraat hükmü verilen sanık ..."den almış olduğu ürünler karşılığında, şirketine ait toplam 4 adet suça konu çekleri keşide ederek verdiği, ancak daha sonra bu çeklerin rızası dışında elinden çıktığını beyan ederek bankalara ödemeden men talimatı verdiği, ..."in de katılan şirketten kredi alırken suça konu çekleri ciro ederek verdiği, katılan şirket tarafından ilgili bankalara çekler ibraz edildiğinde ödemeden men talimatı nedeniyle ödeme yapılmadığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın aşamalardaki savunmalarında; Ltd. Şirketi ile aralarında 1994 yılından beri ticari ilişki olduğu, suça konu çekleri de aldıkları mal karşılığında verdiğini, 2008 yılında ekonomik krize girdiğini ve 31/10/2008 tarihinden sonra borçlarını ödemeyemez hale geldiklerini, T.T.K"nun 711 maddesinden yararlanmak için bankaya talimat yazdığını, süre kazanmak için böyle bir şey yaptığını, şirketinin bu çekleri kırdıracağını bilmediğini, borçları ödeyememesi nedeniyle hakkında başlatılan icra takibinde imza itirazında bulunmadığını ve dolandırıcılık kastının bulunmadığını beyan ettiği, hakkında beraat hükmü verilen sanık ..."inde savunmalarında ve hüküm sonrası vermiş olduğu 20.05.2015 tarihli dilekçesinde; sanığın şirketi ile kendisinin yetkili olduğu şirket arasında uzun süredir ticari ilişki olduğunu, kendi şirketininde ekonomik sıkıntıları olması nedeniyle suça konu çekleri katılan şirketten kredi almak için kullandığını, sanığın ileri tarihli verdiği çeklerin vadesi gelince o dönem etkili olan ekonomik kriz nedeniyle karşılığını hazır edemeyince banka sicilinin etkilenmemesi için böyle bir yola başvurmuş olabileceğini, kendisini dolandırmadığını, herhangi bir şikayeti de olmadığına ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; suça konu çeklerin ibraz edildiği bankalar tarafından keşideci olan sanığın rızası hilafına çıktığını bildirdiğinden Mülga T.T.K 711/3 maddesi gereğince işlem yapılamadığının şerh edildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 23.05.2007 tarih ve 2007/11-290 E. 2007/283 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; salt keşidecinin iddiası ile muhatabın çeki ödemekten menedilmiş olmasının, hamilin yasaca koruma altına alınan haklarını kullanmasında bir engel olarak kabul edilmesi olanaklı olmadığı, bir başka deyişle; keşideci ile muhatap arasındaki ödemeden men olgusu, hamilin çekten kaynaklanan yasal hak ve alacaklarını talep etmesine engel teşkil etmediği ve keşidecinin de yasadan kaynaklanan ve salt iddia ile kullanma olanağı bulunan çekin ödenmesinin men olunması hakkını, haksız veya yasal koşulları taşımadığı halde kullandığının anlaşılması halinde, bu kararı nedeniyle yetkili hamile ve diğer ilgililere karşı sorumluluğu bulunduğu, somut olayda suça konu çeklerin gerçek bir ticari ilişki kapsamında sanığın baştan itibaren herhangi hileli bir hareketi olmadan Ltd. şirketine verildiği ve çeklerin sahteliğinin söz konusu olmadığı ayrıca katılan şirket tarafından sanık aleyhine başlatılan icra takibine karşı sanığın imzaya itirazı bulunmadığı gibi sanık tarafından borcun tüm aşamalarda kabul edildiği; suça konu çeklerin sanık tarafından Ltd. şirketine verilmesi sırasında sanığın suç işleme kastı bulunmadığı uzun yıllar ticari ilişki içersinde olduklarıda nazara alınarak suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; sanık hakkında üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraat yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
İddianamede sanık hakkında TCK"nın 158/1-h maddesinden cezalandırılması talep edildiği halde, sanığa ek savunma hakkı verilmeden hakkında TCK"nın 158/1-f maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.