Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14892 Esas 2020/455 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14892
Karar No: 2020/455
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14892 Esas 2020/455 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/14892 E.  ,  2020/455 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kadastro öncesi mirasbırakan babası ...’ın zilyetliğinde olan dava konusu 116 ada 1, 5 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarda 1992 yılında kadastro çalışmaları yapıldığını, kadastro tutanaklarında mirasbırakan ... tarafından dava konusu taşınmazların 1980 yılında davalıya haricen satılıp zilyetliğinin teslim edildiğinden bahsedilerek taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiğini, işlemlerin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tüm mirasçılar adına tescilini istemiştir.
    Davalı, ağır hasta olan mirasbırakanı ...’da kalp ameliyatı yaptırdığını ve tedavi ettirdiğini, maddi durumu iyi olmayan mirasbırakanın da borcuna karşılık dava konusu taşınmazları kendisine verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Kadastro Kanu’nunnun 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “…Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, tereke miras bırakanın ölümü ile intikal edeceğinden ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olacaklarından, bu tür isteklerde dava hakkı murisin ölümüyle ortaya çıkar. Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında da murisin ölüm tarihi büyük önem taşır. Anılan yasal düzenlemede, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle, dayanılan hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması halinde anılan sürenin uygulama imkanına kavuşacağı açıktır. Tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulama yeri yoktur. Somut olayda, miras bırakanın 1992 yılındaki kadastro tespitinden sonra 2008 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin eldeki dava bakımından uygulanamıyacağı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, işin esasının değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı 05.05.2016 tarihli dilekçesi ile isteğinin tenkise ilişkin olduğunu bildirmiş, mahkemece tenkis isteminin TMK"nın 571. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    ./..



    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20. TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 03.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.