20. Hukuk Dairesi 2015/3986 E. , 2015/3553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
2007 yılında 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında ... Köyü 102 ada 136 parsel sayılı 6.374,03 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Aralık 1962 tarih ... sıra nolu tapu kaydı uygulanarak ..."ın işgalinde olduğu 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca ...ye ait olduğu belirtilerek kargir ev ve tarla niteliği ile adına tespit edilmiştir.
102 ada 215 parsel sayılı 5.699,26 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Aralık 1962 tarih ... sıra nolu tapu kaydı uygulanarak ..."ın işgalinde olduğu 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca ...ye ait olduğu belirtilerek tarla niteliği ile adına tespit edilmiştir.
Davacı ...; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 102 ada 136 ve 215 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptal edilerek adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların ...ye ait tapu kayıtlarının ve anılan kayıtların dayanağı olan toprak tevzi haritasının kapsamında kalan kesimlerinin zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı, tapu kaydı ve tevzi haritasının kapsamı dışında kalan kesimler yönünden davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazların en eski tarihli memleket haritasında açık renkli alanda kaldığı, ancak üzerinde yapraklı ağaç rumuzu bulunduğu belirtilmiş olmasına karşın, bu ağaçların cinsi, sayısı ve yaşı konusunda bilgi verilmemiş, taşınmazların eylemli halinin de yonca tarlası, ev ve bahçe olduklarının belirtilmiş olması ve üzerinde de ağaç bulunmaması sebebi ile memleket haritasında bulunan rumuzların hangi amaçla konulduğu anlaşılamamış, hava fotoğrafı üzerinde stereskopik aletle inceleme yapılmadığından bu husus aydınlanmamıştır.
Ayrıca fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda dava konusu taşınmazların tevzi haritası içinde kalan ve kalmayan bölümleri ile yüzölçümleri X ve Y değerli koordinatlı krokide gösterilmemiştir. Fen bilirkişi raporu bu anlamda infaza elverişli değildir.
Diğer taraftan 3402 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince kadastro hâkimi, çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında doğru, açık ve infazı kabil hüküm kurmak zorundadır. Bu itibarla, çekişmeli taşınmazların mahkeme kararıyla ifraz edilmesi halinde fen bilirkişi raporunda ifraz edilen bölümler harflendirilerek yüzölçümlerinin gösterilmesi mahkemece de hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle ifraz edilen her bir bölüm hakkında ayrı ayrı karar verilmesi zorunlu olduğu halde hükümde çekişmeli taşınmazlara yönelik olarak fen bilirkişi raporuna atıf yapılmaması, taşınmazların tevzi haritası kapsamı dışında kalan kesimleri birbirine sınır olmadığı halde çekişmeli taşınmazların tevzi haritası kapsamı dışında kalan bölümlerinin toplamının davacı adına, geriye kalan kesimlerinin tespit gibi adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, .... nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi durumunda, yerel bilirkişi, zirai bilirkişi, fen bilirkişisi, hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, taraf tanıkları ve kadastro tespit bilirkişilerinin huzuru yapılacak keşifte varsa tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, özel mülkiyete konu olamayacak, kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca ...ye intikal eden yerlerden olup olmadığı araştırılmalı, bilirkişi ve tanık anlatımları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, zirai bilirkişiden çekişmeli taşınmazların tarım arazisi olup olmadığı yönünde rapor alınmalı, fen bilirkişiden, ,dava konusu taşınmazların kadastro paftası ile ...nin tutunduğu tapu kayıtlarının dayanağı olan toprak tevzi haritalarının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak sureti ile taşınmazların hangi kısımlarının toprak tevzi parsellerine tekabül ettiği ayrı ayrı harflerle ve farklı renklerle çizerek göstereceği infaza elverişli kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, çekişmeli taşınmazların tevzi tapusu kapsamında kalan bölümünün olması halinde tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanununun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde 3402 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, çekişmeli taşınmazlar hakkında doğru, açık ve infazı mümkün bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde infazı da mümkün olmayan hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05.05.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.