Ceza Genel Kurulu 2015/423 E. , 2018/52 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sanık ..."un resmî belgede sahtecilik suçundan TCK"nun 204/1. maddesi uyarınca 3 yıl 6 ay hapis cezası; dolandırıcılık suçundan TCK"nun 158/1-f ve 52/2. maddeleri uyarınca 4 yıl 6 ay hapis ve 6.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden aynı Kanunun 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna ilişkin Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.04.2010 gün ve 14-45 sayılı hükümlerin, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 11.12.2013 gün ve 21911-19847 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 04.03.2015 gün ve 423069 sayı ile;
"Sanık ... aşamalardaki savunmalarında; "... plaka sayılı aracın kendisine ait olmadığını, ağabeyi ..."a ait olduğunu, bu araçla nakliyecilik yaptıklarını, suç tarihlerinde aracı ..."ın kullandığını, suça konu çeki ..."ın kullanmış olabileceğini, alınan akaryakıt karşılığında bu şekilde bir çek vermediğini, çekle ilgi ve alakasının olmadığını" ifade etmiş; sanığın kardeşi olan ve atılı suçlardan hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen tanık ... beyanında; "kardeşi olan sanığın ve ..."nın, kendisine ait 16 UP 409 plaka sayılı aracını Nevşehir"deki galericiye götürmek üzere aldıklarını, daha sonra sahte plaka ve ruhsat düzenleyerek sahte çeklerle aracı piyasaya çıkarıp piyasayı dolandırdıklarını, fotokopi çeklerle mazot aldıklarını, bu olayı da yine öncekiler gibi sanığın ve ..."nın yapmış olabileceğini" ifade etmiş; tanık ... beyanında; "Shell Petrolde pompacı olarak çalıştığını, olay günü sahte olan çeki kendisinin aldığını, kendisine çeki veren şahsın, fotoğrafı gösterilen sanık ... olduğunu, bu şahsın, aldığı akaryakıt karşılığında sahte olan çeki verdiğini, kendisine gösterilen fotoğraftaki şahsın hatırladığı kadarıyla olay günü yalnız olduğunu, yanında kimsenin olmadığını, sanığı kesin olarak teşhis ettiğini" beyan etmiştir.
Sanığın aşamalardaki savunması, tanık anlatımları, özellikle tanık ..."ın aşamalardaki anlatımı ve sanık ..."u teşhis etmesi karşısında, sanığın savunma içerikli görülen savunmalarına itibar edilmemiş ise de, sanık ..."un temyiz dilekçesi olarak kabul edilen 26.05.2010 tarihli dilekçesinde özetle: "aşamalarda olayı yeterince aydınlatamadığını, abisi ..."un şoförü olan ..."ın olay tarihinde suçun işlendiği Erzurum ilinden nakliye işi aldığını, katılana verilen telefon numaralarından birinin de ..."a ait olduğunu, suç tarihinde ..."ın kendisini cep telefonundan arayıp para istediğini, Bursa Gürsu PTT şubesinden, Pasinler PTT şubesine 400 Lira havale çıkardığını, PTT şubesinden bu durumun sorulabileceğini, abisi ... ile birbirlerine çok benzediklerini, akaryakıt istasyonundaki görevlinin teşhis işlemi sırasında yanılmış olabileceğini, ..."ın ziyaretine geldiğinde olay günü mazotu kendilerinin aldığını itiraf ettiğini, kendisinin de dinlenebileceğini" belirtmiş; 18.06.2010 tarihli ek temyiz dilekçesinde PTT Gürsu Merkez Müdürlüğünün 15.06.2010 tarihli havale işlemine ilişkin belgeyi ve dekont fotokopisini dosyaya eklemiştir.
Katılan ve tanık beyanları ile dosyaya sunulan kayıt ve belgelerden, suç tarihinin 10.11.2007; suç saatinin ise 12.23 olduğu, dosyaya sunulan ve onaylı sureti istenilip dosyaya eklenen, göndericisi ..., alıcısı ... olan 10.11.2007 tarih ve 10.57:55 saatini taşıyan, gönderici ıslak imzasını içeren, resmî belge niteliğindeki PTT yurt içi havale kabul belgesinin varlığı karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması açısından, dosyaya temyiz aşamasında sunulan PTT yurt içi havale kabul belgesindeki gönderici imzasının sanığa ait olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 20.04.2015 gün ve 5471-23935 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarının sübutu bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın, kardeşi ... adına kayıtlı olup kendi sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile katılana ait Yaşar Petrol isimli akaryakıt istasyonuna gittiği, buradan aldığı mazot karşılığında 15.11.2007 keşide tarihli ve 850 Lira bedelli suça konu sahte çeki verdiği iddiasıyla hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı,
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, suça konu çeki veren şahsın sanık olduğunun teşhis edilmesi nedeniyle ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Suça konu çekin, 15.11.2007 keşide tarihli ve 850 Lira bedelli olarak düzenlendiği, arkasında ... Nakliyat isimli şirkete ait kaşe ve imzanın bulunduğu,
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 22.11.2007 ve 08.09.2009 tarihli raporlarda; söz konusu çekin renkli fotokopi yoluyla basılarak tamamen sahte olarak düzenlendiği, iyiniyetli üçüncü kişilere ibrazı hâlinde iğfal kabiliyetini haiz olduğu, çekteki yazı ve imzaların sanık ve tanık ..."ya ait olmadığı tespitlerine yer verildiği,
Katılan ..."ın soruşturma aşamasında, iş yerinden mazot alan şahsın 0535 638 .. .. nolu telefon numarasını verdiğini beyan etmesi üzerine Turkcell İletişim Hizmetleri Müdürlüğünce söz konusu numaranın ... adına kayıtlı olduğunun bildirildiği,
Katılana ait Yaşar Petrol adlı iş yerinden alınan mazot fişine göre; 850 Liralık mazotun, ... plakalı araç için 10.11.2007 tarihinde saat 12.23 "te alındığı,
Hükümden sonra 18.06.2010 tarihinde sanık tarafından sunulan PTT havale makbuzuna göre, suç tarihi olan 10.11.2007 tarihinde saat 10.57"de Bursa ili, Gürsu ilçesinden Erzurum ili, Pasinler ilçesine, alıcı ... adına 400 Lira havale edildiği, belge altında gönderici olarak sanığın isminin yazılı olduğu ve gönderici imzasının bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ...; Yaşar Petrol isimli iş yerinin sahibi olduğunu, iş yeri çalışanı tanık Selami Dizman"ın 10.11.2007 tarihinde saat 12.23 sıralarında müşteri olarak gelen ... plakalı kamyon sürücüsüne verdiği mazot karşılığında 850 Lira bedelli suça konu çeki aldığını, ismi alınmayan kamyon sürücüsünün ... .. .. ile ... .. .. nolu telefon numaralarını verdiğini, tahsil amacıyla bankaya ibraz ettiği çekin sahte olduğunu öğrendiğini, bildirilen telefon numaralarını aradığını ancak kimseye ulaşamadığını,
Tanık ...; ...isimli iş yerinde pompacı olarak çalıştığını, olay günü suça konu sahte çeki kendisine veren şahsın fotoğrafı gösterilen sanık olduğunu, hatırladığı kadarıyla sanığın yanında başka birinin bulunmadığını,
Tanık ...; ... plakalı aracın kendisine ait olduğunu, suç tarihinde Erzurum"da bulunmadığını, kardeşi olan sanık ile sanığın arkadaşı tanık ..."nın kendisine ait başka bir kamyona da sahte plakalar takıp sahte çekler vermek suretiyle piyasayı dolandırdıklarını,
Tanık ...; arkadaşı olan sanığın dükkânına gelerek, “Eskişehir"de yaşayan ve aramızda husumet bulunan ..."a borcum var, sana para vereyim, sen bu parayı götürüp teslim et” demesi üzerine Eskişehir"e gittiğini, aracında yapılan arama sırasında sanık tarafından kendisine verilen paraların ele geçirilerek sahte olduğunun anlaşıldığını, bu olay nedeniyle yargılandığını, Erzurum"a hiç gitmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; ... plakalı aracın ağabeyi tanık ..."a ait olduğunu, bu araçla nakliye işi yaptıklarını, yanlarında çalışan ... isimli şahsın da aracın şoförü olduğunu, açık adresi belli olmayan bu şahsın kendisi ve ağabeyi Nail adına kayıtlı olan araçların plakalarını kullanarak birçok sahte çeki piyasaya sürdüğünü, suça konu çekin Semih tarafından kullanılmış olabileceğini, olayla ilgisinin bulunmadığını savunmuş,
26.05.2010 tarihli temyiz dilekçesinde ise; suça konu çekin şoförü olan ... tarafından verilmiş olabileceğini, ancak bu şahsa ulaşamadığı için yargılama sırasında olayı aydınlatamadığını, ağabeyi ..."un kredi borcunu ödememesi nedeniyle babasına ait evin satıldığını, buna ilişkin davaların devam ettiğini, bu nedenle ağabeyi ..."in kendisiyle ilgili suçlamalarda bulunduğunu, ağabeyinin şoförlüğünü yapan ..."ın, cezaevinde olduğu sırada kendisini arayarak gerçekleri anlattığını, suç tarihinde ağabeyi Nail ve şoförü olan ..."ın, Bursa Nakliyeciler Sitesinden aldıkları nakliye işi için Erzurum"da bulundukları sırada kendisinden para isteyen ..."a Bursa ili, Gürsu ilçesindeki PTT şubesinden 400 Lira gönderdiğini, ayrıca katılanın iş yerine bildirilen telefon numarasının da ..."a ait olduğunu, ağabeyi ..."un kendisine çok benzediğini, bu nedenle fotoğraftan yapılan teşhis işleminin hatalı olduğunu belirtmiştir.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkanı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın, ağabeyi tanık ... adına kayıtlı olup kendi sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile 10.11.2007 tarihinde katılana ait Yaşar Petrol isimli akaryakıt istasyonuna giderek, buradan aldığı mazot karşılığında 15.11.2007 keşide tarihli ve 850 Lira bedelli suça konu sahte çeki verdiğinin iddia edildiği olayda; dosya içinde bulunan mazot fişine göre, katılanın Erzurum"daki iş yerinden 10.11.2007 tarihinde saat 12.23"te mazot alınması, sanık tarafından temyiz aşamasında sunulan PTT yurt içi havale belgesinde ise, sanığın suç tarihinde saat 10.57"de Bursa"dan, Erzurum"da bulunan ... adına 400 Lira havale ettiğine dair bilgilerin yer alması, katılanın, iş yerinden mazot alan şahıs tarafından verildiğini belirttiği telefon numarasının ... adına kayıtlı olması, sanığın da atılı suçu kabul etmeyerek ağabeyi ... ile olan benzerliği nedeniyle yapılan teşhisin doğru olmadığını ve suç tarihinde Bursa ilinde bulunduğunu savunması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, öncelikle ..."ın olaya ilişkin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, tanık ... ve ..."ın, tanık Selami Dizman ile mümkünse yüzleştirilerek, mümkün olmadığı takdirde adı geçenlerin teşhise elverişli fotoğraflarının gösterilerek suça konu çeki veren kişinin kim olduğunun tespit edilmesi; suç tarihinde sanığın kullandığı GSM hattına ait iletişim kayıtlarının getirtilerek Erzurum"dan sinyal bilgisi alıp almadığının belirlenmesi ve dosyada onaylı sureti bulunan PTT havale belgesinin aslı getirtilip belgede yer alan gönderici imzasının sanığa ait olup olmadığının araştırılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükümlerinin, sanık hakkında her iki suçtan eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 11.12.2013 gün ve 21911-19847 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2010 gün ve 14-45 sayılı hükümlerinin, sanık hakkında her iki suçtan eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.02.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.