Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı çekin keşide tarihinde tahrifat olduğunu ve düzeltmeye ilişkin paraf imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür.
Takip dayanağı çekin incelenmesinde keşide tarihinin 26.09.2008 olarak düzeltildiği ve düzeltmenin yanına paraf imzası atıldığı ve 05.10.2008 tarihinde ibraz edildiği görülmektedir. HUMK.298. maddesinde: “Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keenlemyekundur” hükmü yer almaktadır.
Bu durumda, mahkemece, yöntemince bilirkişi incelemesi yapılarak, çekin keşide tarihinde tahrifat olup olmadığı, var ise tahrifat öncesi keşide tarihi ve düzeltmeye ilişkin imzanın keşideciye ait olup olmadığı tesbit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.