17. Hukuk Dairesi 2009/10781 E. , 2010/3527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... AŞ vekili, davalı ... AŞ vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, Gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafa ait araçların karıştığı kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını, ameliyatla dalağının alındığını, uzuv kaybına uğradığını, olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalıların kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın, sigorta şirketleri poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, 10.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile davalı ..., Osman ve ..."den müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 12.2.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 30.000 TL daha artırarak toplam 50.000 TL maddi tazminatın tahsilini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekilleri kusur oranını kabul etmediğini, kusur ve maluliyet oranı yönünden uzmanlarca bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... vekili kusuru kabul etmediği olayda diğer davalı ..."in tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... AŞ vekili, davalı ... Özen"e ait aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi bulunduğunu, sigortalının kusuru oranında gerçek zarardan poliçe limiti
dahilinde sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirtmiştir.
Davalı ... AŞ vekili davalı ..."a ait aracın ZMSS poliçesinin müvekkili şirketçe düzenlendiğini, sigortalının kusuru oranında gerçek zarardan azami poliçe limiti dahilinde sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini, manevi tazminatın teminat kapsamında olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 50.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat toplamı 60.000 TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, davacı vekili ile davada talep ettiği 20.000 TL için tarih belirtmeden faiz talep edip ıslah ettiği 30.000 TL için faiz talep etmediğinden 20.000 TL maddi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, ancak kusur durumuna göre davalı ..."ın maddi tazminatın 37.500 TL"si ve manevi tazminatın 7.500 TL"si ile, Aviva Sigorta AŞ"nin sadece maddi tazminatın 37.500 TL"si ile davalılar Özlem ve ..."in maddi tazminatın 12.500 TL"si ve manevi tazminatın 2.500 TL"sı ile, davalı ... AŞ"nin sadece maddi tazminatın 12.500 TL"si ile sınırlı olmak üzere müteselsil sorumlu olmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... AŞ vekili, davalı ... AŞ vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davalı ... AŞ vekili ile davacı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde 10.000 TL manevi tazminatın da yasal faizi ile davalı ... şirketleri dışında kalan diğer davalılardan tahsilini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece hükmolunan 10.000 TL manevi tazminat yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken bu konuda olumlu yada olumsuz hiç karar verilmemesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin bu husustaki temyiz talebinin kabulü ile hükmün bu bakımdan davacı yararına
bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı ... AŞ vekili ile İsviçre Sigorta AŞ vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
HUMK"nun 381 ila 389.maddelerinde hükmün ne şekilde kurulacağı düzenlenmiştir. Yine aynı Kanunun 388 ve 389.maddelerinde "hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" "verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahsedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır" denilmektedir.
Davalı ... AŞ diğer davalı ..."a ait aracın davalı ... AŞ ise davalı ..."e ait aracın ZMSS"cısıdır.
2918 sayılı KTK"nun 92 ve ZMSS poliçesi Genel Şartlarının 3/e maddeleri gereğince manevi tazminat talepleri ZMSS poliçesi teminatı dışındadır. Davacı vekili de dava dilekçesinde manevi tazminatın sigorta şirketleri dışında kalan diğer davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, hüküm fıkrasının 1.bendinde 50.000 TL maddi tazminat yanında 10.000 TL manevi tazminatında davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; davalı ... şirketleri yönünden önce ayrım yapılmamış, daha sonra aynı bentte parantez içinde yazılan bölümde davalı ... şirketlerinin sadece maddi tazminatlardan sorumluluğuna hükmedilerek, sigorta şirketlerine yüklenen yükümlülükler hususunda hüküm fıkrası şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde kalem alınmış; manevi tazminat yönünden davalı ... şirketlerine sorumluluk getirip getirmediği açık ve sarih olarak belirtilmemiştir.
Davalı ... şirketleri manevi tazminattan sorumlu olmadıklarına göre, manevi tazminata ilişkin vekalet ücretinden de sorumluluklarının bulunmadığı kaçınılmazdır. Buna rağmen mahkemece hüküm fıkrasının 5.bendinde hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden tesbit edilen vekalet ücretinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmaları da doğru değildir.
Davalı ... AŞ"nin ZMSS"cısı olduğu davalı ..."e ait aracın sürücüsü ..."in kazada %25 oranında, davalı ... AŞ"ye trafik sigortalı davalı
..."ın ise %75 oranında kusurlu olduğu tesbit edilmesine rağmen mahkemece araçların sigorta şirketlerinin karıştırılarak belirlenen kusur oranlarının tam tersine davalı ... AŞ"nin %75, davalı ... AŞ"nin %25 kusur oranına göre tazminattan sorumluluklarına karar verilmesi doğru olmadığı gibi sigorta şirketleri yönünden maddi tazminata ilişkin yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlarla ilgili olarak benimsenen kusur oranları üzerinden hüküm kurulması gerekirken karışıklığa ve tereddüde yol açacak biçimde anlaşılır olmayan 37,50/60 ve 12,50/60 oran esasına göre karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ... AŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ vekili ile davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.956,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ... AŞ. ve İsviçre Sigorta AŞ"ye geri verilmesine 15.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.