12. Ceza Dairesi 2019/3777 E. , 2021/1152 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 24/1, 27/1.maddeleri delaletiyle, aynı Yasanın 85/1, 62, 50/4, 52/4, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Gebze Emniyet Müdürlüğü Beylikbağı Polis merkezi amirliğinde görev yapan sanık polis memuru ..."ün, olay günü polis merkezinde grup mukayyeti olarak görevlendirildiği, olay gecesi saat 02:30 sıralarında polis amirliğine 50-60 metre mesafedeki İhlas kuyumculuk isimli iş yerinde hırsızlık olayı olduğuna dair haber merkezine anons yapılması üzerine, sanık polis memurunun karakol bahçesine çıkarak koruma nöbeti tutan polis memuru tanık ... ile birlikte olay yerine doğru koştukları, ..."ın elinde mp5 olarak tabir edilen otomatik tabanca, sanık ..."ün elinde ise beylik tabancasının bulunduğu, İhlas Kuyumculuk isimli iş yerine vardıklarında hırsızlık suçunun failleri olan maskeli şahısların kuyumcu dükkanından ellerinde çuval ve demir levyelerle çıktıkları, polisin "Dur polis!" ihtarına kaçarak karşılık verdikleri, şahısların çalıntı olan araca bindikleri, kaçmak istedikleri sırada sanık ..."ün "Dur polis! " şeklinde tekrar bağırarak arkalarından yaklaşık 12 metre mesafeden aracın arka tampon ve arka lastiğine isabet ettirmek üzere yere doğru bir el ateş ettiği, bu sırada aracın sağ ön koltuğuna binmek üzere olan elinde çuval bulunan ..."nin sol arka kaburga kısmından isabet eden kurşun ile yaralandığı, hırsızlığı gerçekleştiren faillerin hep birlikte olay yerinden kaçarak uzaklaştıkları, araçta bulunan ..."nin arkadaşları tarafından yaralı olarak, Sultanbeyli Hastanesinin Acil kısmına bırakıldığı, yapılan tedaviye rağmen ..."nin vefat ettiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 02/09/2013 tarih ve 40392/1333 sayılı otopsi raporuna göre, "... " Arka aksiler hattın 10. kotu kestiği yerde 1 adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası. Sağ meme başının 5 cm medialinden ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası, giriş yarasının içinde 4 cm lik kumaş parçası görüldü. Perikard sağ yüzde ateşli silah mermi çekirdeği geçişine bağlı yırtık olduğu, perikard arka yüzde ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası görüldü. Sol ventrikül serbest duvarda 2x1 cm lik ateşli silah mermi çekirdeği yarası, sağ ventrikül serbest duvarda 1x1 cm lik ateşli silah mermi çekirdeği yarası görüldü. Myokard kesitlerinde septumda 1,5 cm lik ateşli silah mermi çekirdeği yarası görüldü. Sağ akciğer üst lob alt kısımda ateşli silah mermi çekirdeği yarası, sol akciğer alt lob diafragmatik yüzde ateşli silah mermi çekirdeğine bağlı yırtık ve etrafında kanamalı alan, her iki akciğer antrakotik, kollabe olup kesitlerinde sıkmakla kanlı sıvı çıkışı izlendi. Sağ pektoral kasta ateşli silah mermi çekirdeği çıkış deliği altında kanama görüldü. Haricen 1 noda tarif edilen yerden giren ateşli silah mermi çekirdeğinin 10. kotu kırarak sol göğüs boşluğuna girdiği, diafragmayı deldiği, dalağı aşağıdan yukarı sağdan sola seyirle katederek diafragmayı delerek sol göğüs boşluğuna girdiği, sağ akciğer alt lobu geçerek perikard sol arka yüzden kalbe girdiği, kalbin sağ ventrikül serbest duvarından çıktığı, sol akciğer üst lobu geçerek 4. interkostal aralığın midklavikuler hattı kestiği yerden haricen 2 noda tarif edilen yerden vücudu terkettiği görüldü. 16/04/2013 tarihinde öldüğü bildirilen, ...oğlu, 01/11/1991 doğumlu ..."nin cesedine 16/04/2013 tarihinde, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince yapılan otopsiden ve tetkiklerden elde edilerek yukarıya kaydedilen bilgi ve bulgular dikkate alındığında;
1.Morg İhtisas Dairesi Acil Toksikoloji Laboratuvarının raporuna göre; kanda alkol (etanol ve metanol) bulunmadığı, sistematikteki maddelerin (uyutucu, uyuşturucu maddeler dahil) bulunmadığı, idrarda JWH-018-n pent acid ve THC-COOH bulunduğu, sistematikteki diğer maddelerin (uyutucu, uyuşturucu maddeler dahil) bulunmadığı kayıtlıdır.
2. Kişinin vücuduna 1 (bir) adet ateşli silah mermi çekirdeği isabet etmiş olup, müstakilen öldürücü nitelikte olduğu,
3. Ateşli silah mermi çekirdeği giriş deliği cilt cilt altı bulgularına göre; atışın bitişik atış mesafesi dışından yapılmış olduğu, ancak atış elbiseli bölgeye isabet etmiş olduğundan kesin atış mesafesi tayini yapılamadığı, kesin atış mesafesi tayini isteniyorsa olay anında kişinin üzerinde bulunan ve delik ihtiva eden giysilerin yıkanmadan incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"ne gönderilmesi gerektiği,
4. Cesetten mermi çekirdeği elde edilmediği,
5.Kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kırıklarıyla birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun..." tespit edildiği, hırsızlık faillerinin bindikleri çalıntı aracı ormanlık bir alanda terk ettikleri, aracın arka kısmında yapılan incelemeye ilişkin DVD içeriğine göre, arka plakaya yakın bir kısımda bir adet ateşli silah mermi giriş deliği olduğu, bu çekirdeğin devamla koltuktan çıkarak ölenin sol sırt kısmına girerek sağ meme başının 2 cm iç yanından çıktığı ve araç içerisinde düşmüş olduğunun anlaşıldığı, 16.04.2013 saat 03:45 zamanlı olay tutanağında; "16.04.2013 günü saat 02:20 sıralarında Beylikbağı Polis Merkezinde görevli bulunduğumuz esnada ilçemiz Haber Merkezinin idaremiz Beylikbağı Mahallesi Yaşardoğu Caddesi ile Yavuz Selim Caddesi kesişiminde, Polis Merkezine yaklaşık 50-60 metre mesafede bulunan İhlas Kuyumculuk isimli iş yerinde soygun olduğunu haber merkezinin anons etmesi üzerine, olay yerinin yakınlığı ve suçüstü hali olması nedeni ile, polis merkezinde bulunan biz görevliler yaya olarak koşarak hızlı bir şekilde olay yerine yaklaşık 10-15 metre kaldığımız esnada söz konusu kuyumcu dükkanı içinden yüzleri maskeli ve kapüşonlu 3 şüpheli şahsın elerinde açık renkte torbalar ile koşarak çıktıkları tarafımızca görülmesi üzerine, bu şahıslara DUR POLİS KAÇMA diyerek yüksek sesle ikaz etmemize rağmen şahıslar durmayarak dükkan önünde çalışır halde bekleyen Audi marka siyah renkli araca binmeye başlamaları ve şahıslardan birinin elinde silah görülmesi üzerine şüphelileri yakalamak maksadıyla Polis Memuru ... tarafından beylik tabancası ile koşar halde iken araçla aramızda yaklaşık 8-10 metre aracın arka tampon ve arka lastiğine yere doğru bir el ateş edilmiş, ateşe rağmen şüpheliler siyah aracın kapılarını kapatarak olay yerinden hızlı bir şekilde Pimaş fabrikası istikametine doğru kaçarak uzaklaşmıştır. Olay hakkında, anında, kaçan şüpheli ve araçla ilgili olarak gerek telefonla ve gerekse telsizle haber merkezine bilgi verilmiştir. Şüphelilerin olay yerinden kaçmasından ve haber merkezine bilgi verilmesinden sonra bahse konu kuyumcu dükkanında yaptığımız kontrolde, kuyumcu dükkan demir korkuluk kapısının yerinden sökülüp kenara bırakılmış olduğu, camdan olan giriş kapısının kırılmış olduğu, dükkan içindeki cam tezgahın parçalanmış olduğu, içindeki altınların dağınık vaziyette olduğu görülmüş olup olay yerinde teknik incelemenin yapılması için olay yeri muhafaza altına alınmıştır. İş bu tutanak tarafımızdan tanzimle altı birlikte imza altına alınmıştır." şeklinde kayıt altına alındığı, sanık polis memurundan alınan beylik tabancası ile olay yerinden alınan boş kovanın ve ölenin anne babası tarafından getirilen çekirdeğin yaptırılan kriminal incelemesinde, sanık ..."ün beylik tabancasından atılmış olduğunun tespit edildiği, olayda;
Öncelikle yaşama hakkı ve yaşama hakkı ihlalinin “kanunun emrini yerine getirme” sebebiyle hukuka uygun sayılabileceği hallere ilişkin olarak ülkemizde yürürlükte bulunan hukuki düzenlemenin irdelenmesi gerekmektedir.
Ülkemizin de taraf olduğu ve Anayasanın 90. maddesi uyarınca iç hukukun bir parçası haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Haklar ve Özgürlükler” başlıklı bölümünde yer alan 2. maddesinde “yaşama hakkı” düzenlenmiş, aynı maddenin “b” bendinde “usulüne uygun olarak yakalamak veya usulüne uygun olarak tutuklu bulunan bir kişinin kaçmasını önlemek için kuvvete başvurulmasının kesin zorunluluk haline gelmesi sonucunda ölüm meydana gelmişse yaşama hakkının ihlal edilmiş sayılamayacağı belirlenmiştir.
Anayasanın 17. maddesi 1. fıkrasında “herkesin yaşama hakkına” sahip olduğu belirtilmiş, aynı maddenin 4. fıkrasında “meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.” denilmek suretiyle birinci fıkradaki hakkın istisnalarını düzenlemiştir.
TCK"nın 24. maddesinin birinci fıkrasındaki; "Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez" şeklindeki düzenleme ile kanunla verilen görevin yerine getirilmesi bir hukuka uygunluk nedeni olarak öngörülmüştür. Maddede geçen kanun kelimesinden pozitif hukuk metinleri yani yazılı hukuk kuralları anlaşılmalıdır. Kanun hükmünün yerine getirilmesinde, belirli konularda kişiye verilen yetki aynı zamanda o kişinin görevidir. Bu nedenle sözü edilen hukuka uygunluk nedenini görevin ifası kapsamında değerlendirmek gerekir.
2559 sayılı Vazife ve Selahiyet Kanununun 16. maddesinde, ”polisin görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkili olduğu, zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabileceği, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunacağı, meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında, bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde, silah kullanmaya yetkili olduğu, silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde "dur" çağrısında bulunacağı, kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebileceği, buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebileceği, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebileceği” düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayı değerlendirdiğimizde;
Polis memuru olan sanığın olay sırasında görevi gereği kanun hükmünü yerine getirdiği ancak bu sırada kastı olmaksızın görev sınırını aştığı, eyleminin taksirle ölüme neden olma suçu kapsamında kaldığı kanaati ile mahkemece mahkumiyet kararı verilmiş ise de; sanığın, kaçan ve suçüstü halinde bulunan ölenin kaçmasını engellemek için öncesinde iki defa uyarıda bulunduğu, ölenin buna rağmen kaçmaya devam etmesi nedeniyle de öldürme kastı olmaksızın aracın arkasından lastiğe doğru tek el ateş ederek kaçmalarını engellemeye çalıştığı, sanığın koşarak olay yerine gelmesi, nefes nefese kalması ve faillerin de o sırada kaçmakta olmaları nedeniyle, hedefi tam olarak ayarlayamadığı ve merminin aracın arka plakasının yanından girip, bagaj içinden ve koltuklardan geçerek ölenin sırt bölgesine isabet etmek suretiyle ölümüne neden olduğu, yolun ateş edilen yer ile aracın bulunduğu yer arasında sola döner şekilde aşağıya doğru meyilli olması, olaya sıcağı sıcağına müdahale eden polis memuru sanığın ve maskeli kapüşonlu ellerinde altın dolu çuvallar ve demir levye ile kaçmakta olan faillerin durumu, ölenin elindeki demir levyenin gece karanlığında silah olarak algınlanmış olması, görgü tanığı ..."ın kolluk aşamasındaki beyanda arabaya doğru koşan faillerden birinin elinde koyu renkli silah gördüğünü ifade ettiği, çalışmakta olan araca binip kaçıyor oluşları, suç üstü hali olması, sanığın tekrar ateş etme imkanı varken ateş etmemesi ve failleri hedef alarak değil yere doğru ateş etmiş olması, tanık ..."in talimatla alınan ifadesinde, sanığın istemesi halinde kendisini de kolay bir şekilde vurma imkânına sahip olduğunu belirtmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Yasasının 16. maddesi uyarınca silah kullanma yetkisi bulunan polis memuru olan sanığın, kanun hükmünü yerine getirdiği ve bunu yaparken de hukuka uygunluk nedeninin sınırını aşmadığının anlaşılması karşısında, beraatine karar verilmesi yerine, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.