Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/661
Karar No: 2011/662
Karar Tarihi: 29.09.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/661 Esas 2011/662 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığını, tarafların akraba olduğunu ve takip işlemlerinin danışıklı biçimde yapıldığını ileri sürerek davalının alacağının yok sayılmasını ve bedelin kendilerine ödenmesini talep etmişlerdir. Mahkeme davalının alacağının yok sayılmasına hükmetmiştir. Ancak gerekçeli kararda maddi hata düzeltmesi şeklinde yapılan düzeltmede kısa karara uygun olmayan bir gerekçeli karar yazılmıştır. Bu durumda, mahkemece yeni bir kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar verilmesi gerekmiştir ve hüküm davalı yararına bozulmuştur.
HUMK’nun 376. maddesi yargıcın kararını gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu tefhim etmesini gerektirir. Ancak zorunlu nedenlerle Yasa'daki 381. son fıkra hükmüne dayanılarak gerekçeli karar daha sonra yazılabilmektedir. HUMK'nun 388. maddesi hakimin son sözleri dinleyip duruşmanın bittiği bildirdikten sonra kararını yazmasını gerektirirken, HUMK'nun 389. maddesi tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılmasını zorunlu kılar.
Kaynak: Kapatılan 23. Hukuk Dairesi, 2011/661 E., 2011/662 K.
(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/661 E.  ,  2011/662 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacılar vekili, düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığını, tarafların akraba olduğunu ve takip işlemlerinin danışıklı biçimde yapıldığını ileri sürerek, davalı alacağının yok sayılmasına ve bu bedelin davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, alacağın bonoya dayalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, verilen önceki hükmün Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nce bozulmasından sonra yapılan yargılama sonunda davalı alacağının yok sayılmasına karar verilmiş; 28.3.2011 günlü ek kararla davacı adlarının karara eklenmesine, 29.3.2011 günlü ek kararla da gerekçeli kararın düzeltilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nun 376 ncı maddesi göre, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı Yasa"nın 388 nci maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucu 389 ncu maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada Yasa"nın 381/ son fıkra hükmüne dayanılarak, zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, HUMK’nun 389 ncu maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur.Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır.Öte yandan, kısa kararla, sonradan düzeltilen gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141 nci maddesi ile HUMK’nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir.Aksi düşünce ve uygulama; yargının,
    yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
    Öte yandan, kısa karara uygun olmayan gerekçeli kararın maddi hata varmışçasına tavzih yolu ile düzeltilmesi HUMK"nun 455 nci maddesine de aykırıdır.
    Somut olayda, kısa kararda “davanın kabulüne, davalı alacağının yok sayılmasına, ihale bedelinin davalı tarafından ödenmesine, davalıya ayrılan payın davacılara ödenmesine” karar verilmiş olmasına karşın, maddi hata düzeltmesi şeklinde oluşturulan gerekçeli kararda “1- Kartal 2. İcra Müdürlüğü"nün 2007/3328 esas sayılı dosyasında yapılan sıra cetveline (derece kararın) davacılar, vekilinin vaki itirazının kabulüne, 2- Davalı ...’nun Kartal 2. İcra Müdürlüğünün 2005/2084 sayılı esasında kayıtlı iken 2007/3328 yeni numara alan esas sayılı takip nedeniyle davalıya ayrılan payın öncelikle dava masrafları da dahil olmak üzere davacılara ödenmesine, artan kısmın davalıya bırakılmasına) karar verilmiş olup,kısa ve düzeltilmiş gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılmıştır. Bu durumda,10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde, mahkemece, kısa karar ile bağlı kalınmadan,yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi