Esas No: 2018/7147
Karar No: 2022/13061
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/7147 Esas 2022/13061 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/7147 E. , 2022/13061 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme, sahte fatura kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
TEMYİZ EDENLER : Sanık ... müdafisi, katılan vekili, Cumhuriyet savcısı
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 16.10.2014 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 2012 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan da dava açıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında atılı suçtan hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisi ile Cumhuriyet savcısının, sanık ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarından açılan kamu davasında; sanık ...’nun söz konusu şirketi diğer sanık ... ile birlikte kurduklarını, ancak muhasebe ve fatura işleri ile sanık ...’in ilgilendiğini, kendisinin gelen ve giden mallarla ilgilendiğini, imza yetkisinin olmadığını, sahte fatura düzenleme hususunda kendisinin bir bilgisinin olmadığını savunması, sanık ...’ın ise; bir şirketinin ve mükellefiyet kaydının olmadığını, 6-7 yıl kadar önce daha önceden tanımadığı iki kişinin gelerek bankada çalıştıklarını söyleyerek krediye ihtiyacı olup olmadığını sorduklarını, kendisinin de ihtiyacı olduğunu söylediğini, kimlik fotokopisini verdiğini, bu kişilerin kendisine bazı belgeler imzalattıklarını, bir daha bu kişileri görmediğini, bir şirketi olmadığı için de sahte fatura düzenlemesinin söz konusu olmadığını, yargılandığı başka bir dosyada kendisini hastaneye gönderdiklerini akıl sağlığının yerinde olmadığını, psikolojik tedavi gördüğünü, Ege Üniversitesi Psikiyatri Bölümünde kaydının olduğunu beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından,
1) Sanık ... hakkında; TCK'nin 32. maddesi uyarınca suç tarihinde işlediği sahte fatura düzenleme ve kullanma fiillerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmasına yol açan bir akıl hastalığı bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Her iki sanık hakkında; fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde; temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, yazı ve imzaların sanıkların eli ürünü olmadığının anlaşılması halinde;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile beraat ve mahkumiyet hükümleri kurulması yasaya aykırı,
3) Suçların sübutu halinde; hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.