12. Ceza Dairesi 2015/14337 E. , 2016/12043 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 19.09.2013
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 22/6, 62/1, 50/1-a,52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Olay günü, sanığın şantiye şefi olarak çalıştığı .... LTD. De kalıpçı ustabaşı olarak çalışan ölenin olayın meydana geldiği hükümet konağı inşaatının 5. katında döşeme kenarında kalıp söküm işi yaptığı sırada, 20,5 metre yükseklikten aşağı düşmesi sonucu meydana gelen olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, olayın, döşeme kenarında düşmeye karşı toplu koruma önlemlerinin alınmaması, kontrol ve denetim eksikliğine bağlı olarak yüksekten düşme riski bulunan yerde çalışan işçilere emniyet kemeri verilerek kullanımının sağlanmaması ve ölenin döşeme kenarında yaptığı kalıp işi sırasında dikkatli ve tedbirli davranmaması sebebiyle meydana geldiği anlaşıldığından, somut olayda bilinçli taksir koşulları bulunmadığı halde, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu bilinçli taksir hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini;
2-Dosya içeriğine göre asli kusurlu olduğu tespit ve kabul edilen sanık hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu ,meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da gözetilmek suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;
3-Bir kısım ölen yakınlarının sanıktan kovuşturma aşamasında şikayetçi olmadıkları, sanıktan şikayetçi olan ölen yakınları ... ve ..."un ise hükümden sonra verdikleri 13.11.2013 havale tarihli dilekçe ile şikayetlerinden vazgeçtikleri anlaşılmakla, ölen yakınlarının tamamının sanıktan şikayetçi olmamaları sebebiyle sanığın hukuki durumunun buna göre yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Kabule göre de;
a- TCK"nın 50/4. maddesinde, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, ancak, bu hükmün, bilinçli taksir halinde uygulanmayacağı belirtilmiş olmasına karşın, sanık hakkında tayin edilen uzun süreli hapis cezasının paraya çevrilmesi;
b-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki ile kastının yoğunluğu" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;
c-Sanık hakkında hükmolunan temel cezadan bilinçli taksir nedeniyle arttırım yapılması sırasında TCK"nın 22/3. maddesi yerine TCK"nın 22/6. maddesinin gösterilmesi;
d-Sanık hakkında hükmolunan uzun süreli hapis cezasının para cezasına çevrilmesi sırasında TCK"nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına; 20.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.