Esas No: 2020/8173
Karar No: 2022/1126
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8173 Esas 2022/1126 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8173 E. , 2022/1126 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 03.11.2020 tarih ve 2020/1217 E. - 2020/1389 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi temlik alan davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı borçlu ...Gıda ve Tekel Ürünleri Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesinde davacının imzası bulunmadığını, kefilliğinin de olmadığını, Samsun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2015/5517 esas sayılı dosyasında davacının muaccel bir borcunun da bulunmadığını ileri sürerek davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı banka müşterisi ...Gıda ve Tekel Ürünleri Tic. Ltd. Şti. tarafından bankanın Atakum Şubesi'nde imzalanmış olan iki adet ticari vasıflı genel nakdi ve gayrı nakdi kredi sözleşmesine davacının 25.09.2008 tarihli 150.000,00 TL kefaleti uyarınca kefil olduğunu, kefaleti nedeniyle borçtan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı asıl borçlu Çırakoğlu Gıda ve Tekel Ürünleri Ltd. Şti. ile temlik eden davalı İş Bankası A.Ş.'nin Havza Şubesi arasında 25.09.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının işbu sözleşmeyi 150.000,00 TL limitle kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca dava dışı asıl borçlu ile temlik eden bankanın Atakum Şubesi arasında 14.04.2014 tarihli başka bir genel nakdi ve gayrı nakdi kredi sözleşmesi daha imzalandığı, takip konusu kredilerin 14.04.2014 tarihli ikinci sözleşmeye istinaden kullandırıldığı, davacının kredilerin dayanağı olan ikinci sözleşmede kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, her ne kadar davacının imzasını içeren ilk sözleşmede "kefilin, müşterinin bu sözleşme veya başka sözleşme ile bankanın herhangi bir şubesinden borçlanacağı tutarlardan sorumlu olacağına" dair hüküm bulunmakta ise de bu hükmün kefili, imzası bulunmayan sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerden sorumlu tutacak şekilde yorumlanamayacağı, ayrıca 14.04.2014 tarihli sözleşmede bulunan "işbu sözleşmenin 25/09/2008 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir cüz'ü olduğuna" dair hükmün de bu sözleşmede imzası bulunmayan kefili bağlamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne davacının Samsun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2015/5517 esas sayılı dosyasındaki takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, icra takibine konu kredinin 14.04.2014 tarihli kredi sözleşmesinden dolayı kullandırıldığı, bu durumda temlik eden bankanın 14.04.2014 tarihli kredi sözleşmesine 25.09.2008 tarihli kredi sözleşmesinin eki niteliğinde hüküm koymasının imzası bulunmayan davacının sorumluluğunu değiştirmeyeceği, bu nedenle mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı temlik alan vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, temlik alan davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (temlik alan) davalı ...Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş.'ye iadesine, 15/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.