Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4348
Karar No: 2022/1141
Karar Tarihi: 15.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4348 Esas 2022/1141 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/4348 E.  ,  2022/1141 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ




    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.11.2017 tarih ve 2016/515 E- 2017/756 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2019 tarih ve 2019/1172 E- 2019/1792 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile davalı arasında, davacının dava dışı Türkmen Su şirketine ait damacana sularını dağıtımını içeren İçAnadolu Bölgesi Distribütörlüğünün davalıya devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davalının ödemesi gereken 310.000,00 TL bedelli bononun sadece 138.000,00 TL'lik kısmının ödendiğini, kalan kısmının ödenmediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, imzalanan sözleşmenin distribütörlüğün devrini içermediğini, bu devir işleminin yapılmadığını, davalının halen Türkmen Su Şirketinin bayisi olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 01/10/2010 tarihli sözleşme ile davacının uhdesindeki distribütörlüğün davalıya devir edildiği, devir bedelinn 310.000,00 TL olarak belirlendiği, dosya içerisinde yer alan fiyat dökümleri incelendiğinde damacana suyun davalıya devir tarihinden sonra 0,80 TL ve 1 TL gibi fiyatlara daha ucuz olarak satıldığı, Türkmen Su Şirketinin internet sayfalarının çıktılarınında devir işlemini doğruladığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; 01/10/2011 tarihli sözleşme ile dava dışı Kütahya Su ile davacı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, 01/10/2011 tarihli protokolde davalının davacıya ait olan Türkmen Su Şirketinin İç Anadolu Bölge Distribütörlüğünü 310.000,00 TL bedelle devir alması konusunda tarafların anlaştığı, yeniden alınan bilirkişi heyet raporunda mali açıdan distribütörlüğün fiilen devir edildiği tespitinin yapıldığı, davalının protokol tarihi olan 01/10/2011'den önce damacana suyu KDV hariç 2,00 TL'den alırken protokolden sonra daha ucuza 0,80 TL'ye aldığı, duruşmada davalı asilin 01/10/2011 protokoldeki imzayı ve içeriğini kabul etttiği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, distribütörlük sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece yargılamasında eksiklik görülerek davacı uhdesinde distribütörlüğün davalıya devredilip devredilmediği, edilmiş ise bundan kaynaklı bakiye alacağının ne kadar olduğunun tespiti konusunda daha önceden alınan raporların tartışıldığı yeni bir bilirkişi raporu alınmış; gerekçede bu delile dayalı olarak ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde yürürlükte olan 353/1-b-1 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmadığının ve kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediğinin anlaşılması halinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması halinde ve bu hale münhasır olarak başvurunun esastan reddine karar verilmesi gereklidir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda da açıklandığı üzere yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde inceleme yapılması ve gerekçe genişletilmiş olması durumunda HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde, incelenen kararda olduğu gibi, bir yandan kararın gerekçesinde yargılama eksikliğine ve bunun giderildiğine değinilirken, bir yandan da ancak ilk derece yargılamasında usul ve yasaya hiçbir aykırılık bulunmayan hallerde verilmesi gereken istinaf başvurusunun esastan reddi biçimindeki hüküm fıkrası arasında çelişki oluşacağı açık olup bu durum ise kanuna açık bir aykırılık oluşturur ve re’sen bozma nedeni teşkil eder.
    Hükümden sonra 7251 sayılı Kanun ile HMK’nın 356. maddesine eklenen ve yayım tarihinde yürürlüğe giren 2. fıkra, yukarıda belirtilen hallerde, farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektirir nitelikte değildir. Nitekim, bilindiği ve HMK’nın 354. maddesinde ve özellikle bu maddenin gerekçesinde değinildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemelerince yapılacak incelemenin biri denetim açısından, diğeri ise dava konusu uyuşmazlık bakımından olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Ayrıntıya girilmeden ifade edilecek olursa, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu uyuşmazlık üzerinde bir inceleme yapılması halinde, 356/2. maddede değinilen ve verilmesi öngörülen gerekli karar, yeniden esas hakkında bir karardır. Tüm bu nedenlerle, HMK m. 353/1-b-1 kapsamında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle ve HMK’nın 369/1. ve 371. maddeleri uyarınca bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,15/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.





    MUHALEFET ŞERHİ

    Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalının ödemelerinin davacıya ait borçların ödenmesi niteliğini taşımadığı, bakiye 172.000,00 TL distiribütörlük devir bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalının istinaf kanun yoluna müracaatı üzerine tahkikat yapan Bölge Adliye Mahkemesi, neticede itirazların yersiz olduğu kanaatine vararak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    Sayın çoğunlukla aramızdaki görüş ayrılığı, Bölge Adliye Mahkemesinin bir takım ek deliller topladıktan sonra, ilk derece mahkemesiyle aynı sonuca varması halinde yeni hüküm kurmasının zorunlu olup olmadığı, başka bir deyişle esastan ret kararı verip veremeyeceği hususundan kaynaklanmaktadır. Konuyu değerlendirmeye geçmeden evvel HMK’nun konuya dair hükümlerine ve özellikle 22.07.2020 tarihli değişikliğe göz atmakta fayda bulunmaktadır. HMK’daki konuya dair düzenleme:
    Duruşma yapılması ve karar verilmesi (2)
    MADDE 356- (1) 353 üncü maddede belirtilen hâller dışında inceleme, duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda duruşma günü taraflara tebliğ edilir.
    Şeklinde iken, 22.07.2020 gün ve 7251 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucunda aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
    (2) (Ek:22/7/2020-7251/36 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetmek veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dâhil gerekli kararları verir.
    7251 sayılı kanunla eklenen fıkra uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi duruşma açıp ilave delil toplamasına rağmen ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf itirazlarını yerinde olmadığı ve dolayısıyla kararın isabetli olduğu kanaatine varırsa esastan ret şeklinde hüküm kurma yetkisine de haiz olacaktır. Zira bu halde Bölge adliye Mahkemesi ilave tahkikat yapmasına rağmen ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olduğu sonucuna varmış bir başka deyişle istinafa konu kararı ilave gerekçe koymak suretiyle teyit etmekle yetinmiştir. Değilse, bahsi geçen değişikliğin başka türlü yorumlanması, 2020 yılında yapılan değişikliği işlevsiz bırakacak, fiilen yürürlüğe girmeme gibi bir durumla karşılaşılacaktır. Bu arada, esastan retle sonuçlanan binlerce Bölge Adliye Mahkemesi karanının sair temyiz itirazlarına girilmeksizin usul bozmalarına konu yapılması Anayasanın 141. maddesinde “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir” ve buna paralel HMK madde 30 yer alan: “Hakim yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” şeklindeki emredici usul ekonomisi ilkesiyle de bağdaşmayacaktır.
    Yukarıda açıklanan gerekçelerle Dairemizce işin esasına girilerek sair temyiz itirazlarının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle usul bozulması yapılması şeklinde tezahür eden çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi