Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanlar vekilinin yüzüne karşı 01/10/2014 tarihinde tefhim olunan hükmü 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 09/10/2014 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında aynı Kanun"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin istem gibi reddine karar verilerek yapılan incelemede; İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, maddede öngörülen cezanın üst sınırı da nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asli kusurlu sanık hakkında temel ceza belirlenirken, alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiği halde yazılı şekilde ceza tayini ile tarafsız görgü tanığı beyanlarına ve fren izi tespitlerine göre, 30 km/s hız uyarı levhası olan olay yerine sanığın aracını 100 km/s üzerinde bir hızla idare ettiği, bu şekilde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan, katılanlar vekilinin ise eksik incelemeye, kusura, bilinçli taksire, paraya çevirmeye ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 19.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.