17. Hukuk Dairesi 2009/9349 E. , 2010/3493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Asliye 5.Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları aracın trafik kazasında müvekkiline ait araçta hasara ve kazanç kaybına neden olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 8.000,00 TL araç hasarı ve 9.000,00 TL.da tamir süresince çalışamamaktan kaynaklanan kazanç kaybı tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare, dava açıldıktan sonra araç hasarına ilişkin bedelin tahsil edilmiş olması nedeniyle, bu yöndeki tazminat taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; araç hasarı konusunda açılan davanın vazgeçme nedeniyle REDDİNE, aracın tamir süresince çalışamamasından dolayı açılan tazminat davasının kısmen kabulü ile 8.433,18 TL.nın 23.8.2007 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmama-
Sına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafa ait “oto kurtarıcı” niteliğindeki aracın kazanç kaybının belirlenmesi yönünden, mahkemece gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan yetersiz ve eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; bilirkişi raporunda kaza tarihi ile sigortaca yapılan ödeme tarihleri arasında geçen 46 günlük sürenin kazanç kaybı zararı yönünden dikkate alınması doğru olmadığı gibi, belirlenen günlük kazanç hesabı da somut bilgi ve belgelere dayanmamaktadır. O halde; mahkemece, davacı tarafa ait aracın kazanç kaybına esas olacak “tamir süresinin” belirlenebilmesi yönünden, kaza ile ilgili tüm hasar dosyasının bulunduğu yerden getirtilmesi, Esnaf Sanatkarlar veya Şoförler Odası (Cemiyeti) gibi meslek kuruluşlarından bu nitelikteki bir aracın kaza tarihi itibariyle (sürücü-yardımcı ücretleri, yakıt, bakım v.s. masraf ve amortisman giderleri düşüldükten sonra) günlük ve aylık ortalama net kazancının sorulması ve alınacak cevabın dosya içerisine konulması, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının getirtilmesi ve dosyada mevcut 07.1.2008 tarihli Vergi Dairesi yazısı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere, dosyanın HUMK.nun 275.maddesi uyarınca, makine mühendisi ve hesap uzmanının da (mali müşavir gibi) içlerinde bulunduğu yeni bir bilirkişi kuruluna tevdii ile davacı tarafın “kazanç kaybından kaynaklanan gerçek zararının” belirlenmesi, ondan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre; Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ve bir aylık (30 gün) kazanç miktarının 9.000,00 TL.olduğunu belirterek kazanç kaybı tazminatı talep etmiştir. Bu durumda, davacı tarafın bir aylık kazanç kaybı bedelini talep ettiği açık olup, buna göre, bir aylık kazanç kaybı zararına hükmedilmesi gerekirken, 46 gün üzerinden hesaplanmış olan kazanç kaybı tazminatına karar verilerek HUMK.nun 74.maddesine aykırı olarak ve talep aşılarak yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetli olmamıştır.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.