Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/390 Esas 2011/641 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/390
Karar No: 2011/641
Karar Tarihi: 27.09.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/390 Esas 2011/641 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/390 E.  ,  2011/641 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması ve iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan davanın esası hakında bir karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-
    Davacılar vekili, davalı aleyhine başlatılan haciz yoluyla takibe itiraz edildiğini, açılan itirazın kaldırılması davasının davacı lehine sonuçlandığını, takip yolunun iflasa çevrildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, husumetin doğru olmadığını, yetkili icra dairesinin Şişli İcra Dairesi olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediğini ve iflas koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalıya çıkarılan depo emrine uyularak alacak ve eklentilerinin tamamının yatırıldığı gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Alacaklı vekilinin 28.04.2008 tarihli talebi üzerine, borçlu şirkete iflas yolu ile adi takibe ilişkin ödeme emri gönderilmiştir. Bunun üzerine borçlu vekili, yetkiye, zamanaşımına ve borcun esasına itiraz etmiştir.
    İİK" nun 156/3 ncü maddesi gereğince, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse alacaklı bu itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini ticaret mahkemesinden isteyebilir.
    İİK’nun 154’ncü maddesine göre,iflas yolu ile takipte yetkili mercii, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.Ancak,icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından taraflar yetki sözleşmesi ile başka bir yer icra dairesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilir.İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde,iflas davasının kaldırılmasına bakan mahkemenin öncelikle bu yetki itirazını inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İcra dairesinin yetkili olmadığı anlaşılır ise iflas davasının, salt icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde mahkeme davaya bakmaya yetkili olup olmadığını değerlendirmeli, yetkili ise esasa girmelidir.
    Somut olayda, davalı vekilinin icra takibine yetki itirazında bulunmasına rağmen,mahkemece bu konuda karar verilmeden doğrudan davanın esasına girilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Kabule göre de davalının zamanaşımı itirazı hakkında bir karar verilmemesi ve iflas yolu ile adi takipte gönderilen ödeme emrinde davacı alacaklının faiz isteminin olmadığı gözetilmeden, davalı borçluya çıkarılan depo emrinde faiz hesap edilmesi nedeniyle depo emri, İİK’nun 158’nci maddesine aykırı olup, bu depo emrinin hükme dayanak yapılması da hatalı olmuştur.
    3- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin esasa ilişkin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine 27.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.