Esas No: 2020/7995
Karar No: 2022/1122
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7995 Esas 2022/1122 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7995 E. , 2022/1122 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.09.2020 tarih ve 2017/554 E. - 2020/493 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ... arasında ticari kredi sözleşmeleri imzalandığını, davalıların iş bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi nedeniyle Samsun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/9196 sayılı dosyası ile başlatılan takibe itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, kredi sözleşmesinde usulsüzlükler olduğunu, sözleşmede “...” ile boş bırakılan yerlerin sonradan doldurulduğunu, ticari kredilerde bulunması gereken eş rızasının olmadığını, bu nedenlerle kefilliklerinin geçersiz olduğunu, ödeme emrinde borcun sebebi belirtilmediğinden borç miktarının belli olmamasından dolayı borcun tamamına itiraz ettiklerini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılamaya, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip dayanağı sözleşmeyi davalıların müşterek müteselsil kefil olarak imzaladıkları, imzaya yönelik itirazlarının olmadığı, kefalet sözleşmesindeki yazıların kendilerine ait olmadığı ve sözleşme tarihinin değiştirildiği, eş rızalarının olmadığının ileri sürüldüğü, TBK’nın kefalete ilişkin 583. ve 584. maddelerinin kamu düzenine ilişkin olup re’sen incelenmesi gerektiği, Adli Tıp Kurumu raporunda kefalet sözleşmesindeki “625.000 TL altıyüzyirmibeşbintürklirası” yazısının davalıların eli ürünü olmadığının tespit edildiği, TBK’nın 583. maddesi gereği kefalet sözleşmesinde bulunması gereken unsurların tamamının bir arada olması gerektiği, birinin dahi eksikliğinde kefalet sözleşmesinin geçerli olmayacağı dikkate alındığında kefalet sözleşmesinin diğer unsurları ile ilgili bir kısmının davalıların eli ürünü olmasının, bir kısmı yönünden tespit yapılamamasının ve davalı ...’nin eşinin rızasının olmasının sonuca etkili olmadığı zira TBK’nın 583. maddesinde aranan şartların tamamı bulunmadığından kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalıların kötüniyet tazminatı telebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.