Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6913
Karar No: 2022/1137
Karar Tarihi: 15.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6913 Esas 2022/1137 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/6913 E.  ,  2022/1137 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.06.2019 tarih ve 2018/130 E- 2019/217 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.06.2020 tarih ve 2019/2090 E- 2020/433 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının müvekkili banka ile imzalanmış olan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, asıl borçlunun kullandığı taksitli ticari kredi borçlarını ödememesi sonucu borcun muaccel hale geldiğini, icra takibine konu alacağın davalı borçlunun 09/12/2009 tarihli sözleşme uyarınca kullandırılan 153595 ve 160609 nolu taksitli ticari kredileri ile genel nakdi teminat kredisi ve gayri nakdi çek kredisine konu borçlardan doğduğunu, müvekkili bankanın davalı ile imzalanan sözleşme uyarınca herhangi bir dönemsel borcun minimum ödeme tutarlarının son ödeme tarihi geçmesine rağmen ödememesi halinde kalan borcun tamamını isteme hakkına sahip olup asıl borçlunun belirtilen kredilerin hesap özetlerinde belirtilen minimum ödeme tutarını bir yıl içinde üst üste en az iki defa son ödeme tarihlerinin geçmesine rağmen ödemediğini ileri sürerek, davanın kabulü ile davalının itirazının iptali ile İskenderun 5. İcra Dairesinin 2016/614 esas sayılı takibin devamına ve borçlunun %50 oranında icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı banka ile dava dışı borçlu Volkan Mazman arasında yapılan kredi sözleşmelerinde müvekkili ...'ın kefilliğinin söz konusu olmadığını, 09/12/2009 tarihinde çekilen kredi sözleşmesinde geleceğe etkili olan kefilliğin varlığı kabul edilse bile 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra akdedilen sözleşmelerde kefaletin yeniden düzenlenip, müvekkili ...'ın eşinin muvakafatının alınmasının şart olduğunu, bu durumda müvekkilinin eşinin kefalete muvafakat etmediği için geçerli bir kefalet ilişkisinden bahsedilmeyeceğini savunarak, davanın reddini ve %50'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 09/12/2009-14/12/2012 ve 09/12/2013 tarihli üç adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bunlardan sadece 09/12/2009 tarihli 60.000,00 TL bedelli Genel Kredi sözleşmesinde davalı borçlunun müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, takip dosyasının incelenmesinde ise davacı bankanın 153595 ve 160609 nolu iki ayrı kredi hesabına dayanarak talepte bulunduğu, banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında yeniden değişik tarihli genel kredi sözleşmelerinin akdedildiği ve bu kredi sözleşmelerine davacının kefil olmadığı, takibe konu 153595 ve 160609 nolu taksitli kredilerin kullandırılmasına konu 14.12.2012 ve 09.12.2013 tarihli kredi sözleşmelerinde davalı kefilin imzasının bulunmadığı, davalının itirazında haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine, davacı tarafın takipte haksız ve kötü niyetli olduğundan takip miktarları olan 60.509,84 TL'nin %20'si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davaya konu İskenderun 5. İcra Dairesi'nin 2016/614 esas sayılı icra takip dosyasının dayanağının davacı banka ile dava dışı asıl borçlu Volkan Mazman arasında imzalanan 09/12/2009, 09/12/2013 tarihli iki adet genel kredi sözleşmesi olduğu, bu sözleşmelerden yalnız 09/12/2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalı- borçlunun müteselsil kefil olarak imzasının yer aldığı, davaya konu 153595 ve 160609 nolu kredilere ilişkin 09/12/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde, davalı ...'ın müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, yine kaldırmaya konu mahkemenin ilk kararında davalının kefalet kaydının bulunduğu genel kredi sözleşmesinden dolayı asıl borçluya verilen teminat mektubu komisyon bedeli yönünden davanın reddine dair verilen kararın yalnız davalı tarafça istinaf edilmesi nedeniyle bu hususta davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşacağı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ayrıca takip tarihinde alacağının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığını bildiği halde davalı kefil aleyhine imzasının bulunmadığı kredi sözleşmeleri dayanak yapılarak talepte bulunulması karşısında davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesinin de isabetli olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı banka vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıda belirtilen hususlar dışında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince, davanın reddi ile davacı banka aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir. Ancak, davanın haksız olduğunun anlaşılması kötüniyet tazminatı açısından yeterli olmayıp, İİK'nın 72/5.maddesine göre tazminata hükmedilebilmesi için takibin kötüniyetli olması gerekir. Davacının kendi kayıtlarına ve elindeki belgelere göre alacak iddiasında bulunduğu ve mevcut savunma ve tespitler karşısında davalının kötüniyetinden söz edilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davacı banka aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması ve bu karara yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddi doğru görülmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönden bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi