Esas No: 2020/6318
Karar No: 2022/1125
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6318 Esas 2022/1125 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6318 E. , 2022/1125 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.10.2018 tarih ve 2017/162 E. - 2018/938 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.05.2020 tarih ve 2018/1916 E. - 2020/544 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının sigortalısı şirkete ait emtiada, davalı sorumluluğunda taşınırken, maddi hasar meydana geldiğini, emtianın alıcıya teslimi sırasında hasarlı olduğuna ilişkin CMR üzerine şerh düşüldüğünü, davalının taşıma işini navlun faturası ile üstlendiğinden TTK 875. maddesi gereği hasardan sorumlu olduğunu, davacının sigortalısı tarafından ihbar yapılmasını müteakip yaptırılan ekspertiz raporunda tespit edilen 106.558,17 TL ödenerek davacının sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 106.558,17 TL’nin 15.11.2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin hazırlattığı ekspertiz raporuna dayanak teşkil eden CMR Konişmentosunun tahrifata uğratıldığını, CMR konişmento aslında herhangi bir hasar şerhinin bulunmadığını, davacının sigortalısı şirketin davalıya gönderdiği ihtarnamede, dava dışı şirketin talebi üzerine antrepo yetkileri tarafından 14.10.2016 tarihinde düzenlenen tutanağa atıf yapılarak bir palet oto parçasının eksik teslim edildiği belirtilirken, tutanakta hasarlı ibaresinin yer aldığını, 26.10.2016 tarihinde yapılan detaylı incelemeden önce ürünlerin eksik olduğunun nasıl bilinebileceği, nakliyeye konu ürünler kırmızı kodlu olduklarından inceleme yapma yetkisinin gümrük sorumlusunda olduğunu, teslimin gerçekleştiğini gösterir konişmentonun taraflarca imzalanması ile ürünlerin rizikosunun antrepocuya/alıcıya geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hasarlı olarak A Tipi Genel Antrepoya indirilen eşya noksanlığının taşıma esnasında mı, yoksa antrepoya indirildikten sonraki bir zamanda mı oluştuğunun tespit edilmesinin önem arz ettiği, Gümrük Müşaviri tarafından Gümrük İdaresi Bilgisayar Sistemi (BİLGE) üzerinden 14.10.2016 tarihli AN 167513 sayılı Antrepo Beyannamesinin düzenlenmiş
olmasının, antrepo idaresinin hasarlı kap içerisindeki eşya tutarının transit belgesinde beyan edilen miktarlarda uygunluğunu görmüş olduğunu gösterdiğini, antrepo beyannamesinde antrepo kayıtlarının beyan edilen adet ve miktarda olduğu, aksi takdirde antrepo stok kayıtları ile eşya sayım tutanağındaki adet ve miktar örtüşmediğinde BİLGE üzerinden beyannamenin tescil ve onay görmesinin mümkün olmayacağı, antrepo beyannamesi görevli muayene memurunca beyana uygun olarak intaç edilmiş/kapatılmışsa dava konusu noksanlığın taşıma esnasında değil, antrepoya alındıktan sonraki bir zamanda olduğunun anlaşılacağı, aksi takdirde fiziki muayene ile görevli memurca eşyanın bulunduğu hal ve durum tespit edilip beyanname üzerine not düşülmesi gerektiği, bu tür bir bilgi olmaması nedeniyle antrepo beyannamesinin beyan edilen değerler üzerinden kapatılmış olduğunun düşünüldüğü, Park Antrepo tarafından emtianın hasarlı olduğuna ilişkin tutanak 14.10.2016 tarihli olmasına rağmen, küşat yapıldığına dair tutulan tutanağın 12 gün sonra 26.10.2016 tarihli olmasının ise, açıkça, eşya noksanlığının A Tipi Park Genel Antrepoya indirildikten sonra olduğu kuşkusunu doğurduğu, nitekim Gümrük Yönetmeliğinin 74./1 maddesine göre, Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın, gümrük gözetimi altında taşıttan boşaltılacağı, boşaltmaya yetkili deniz, kara ve hava araçlarının sahipleri veya kaptan, pilot, sürücü veya acentenin yetkili personeli ile geçici depolama yeri işletmelerinin yetkili personeli tarafından eşyanın gümrük memurunun nezaretinde boşaltılmasını müteakip yirmi dört saat içinde boşaltma listesi düzenlenerek gümrük memuru, taşıt sahibi, sürücüsü veya temsilcisi ile geçici depolama yeri işletme personeli tarafından imzalanmak suretiyle gümrük idaresine ibraz edilmesi gerektiği, sigortalı emtianın konşimento ve hamule senedinde olduğu gibi Park Antrepo tarafından hasarsız teslim alınmış olduğunun, söz konusu eksikliğin teslimden sonra Park Antrepoda meydana geldiğinin, sigortalı emtianın kısmen/tamamen hasarlı ya da noksan olarak teslim alınması halinde taşıyıcı ilgililerinin iştiraki ile tutanak düzenlenmesi gerektiği, davalı taşıyıcısı yetkilisi ve/veya araç sürücüsü tarafından imza edilmemiş olan tutanakların, CMR'nin 30/1 maddesine göre taşıyıcının hasardan sorumluluğunu gerektirecek nitelikte bir tutanak olmadığı, davacı tarafından bu yükümlülüklerin yerine getirilmediği, dolayısıyla davalı taşıyıcının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin karşılandığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının sigortalısı şirkete ait emtianın davalı tarafından taşınması sırasında hasarlandığından bahisle sigortalıya ödeme yapıldığı iddiasıyla halef olunan haklardan dolayı rücuan tazminat talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.