Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/5399 Esas 2019/540 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5399
Karar No: 2019/540
Karar Tarihi: 04.02.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/5399 Esas 2019/540 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/5399 E.  ,  2019/540 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dava, iş kazasına bağlı yaralanma sebebiyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi talebine ilişkindir.Dosya kapsamına göre davalı iş yerinde çalışan davacının, 21/09/2013 günü iş kazası geçirdiği, Sosyal Güvenlik Kurumundan 22/09/2013-22/11/2013 tarih aralığında çalışamadığı süreler için 2.403,13TL geçici iş göremezlik ödemesi aldığı; Mahkeme tarafından 30/03/2016 tarihli kararda maddi tazminat talebinin reddine, 400,00TL manevi tazminatın kabulüne karar verilmiş; Dairemizin 12/02/2018 tarihli bozma ilamı ile manevi tazminatın az olduğuna karar verildiği; bu defa Mahkemenin 15/05/2018 tarihli kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 1.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline hükmedildiği anlaşılmaktadır.Karar, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok az olduğu ortadadır.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği halinde davacı tarafa ödenmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.