8. Hukuk Dairesi 2018/12126 E. , 2019/3197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, yasal danışman atanmasına karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava dilekçesinde; davacılar ... 85 yaşında ve hasta olan anneleri ..."nin, yaşı ve hastalığı sebebi ile kendi işlerini idare edemez durumda olduğu, okuma yazması bulunmadığı, hastalığı sebebi ile aklı ve mantığının yerinde olmadığı, kötü niyetli kişi veya kişilerce annelerinin bu durumundan faydalanılarak malvarlığının elinden çıkartılmaya yönlendirildiği, bu kapsamda hiç tanımadıkları ...... adlı kişiye 145 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların satımı için vekaletname verdiği, satış için tapuya müracaat edildiği, taşınmazların satımı halinde annelerinin malvarlığında büyük azalma olacağı, kısıtlanması istenilen Emine"nin mallarını yönetemez durumda olduğunun açık olması ve tasarrufları ile kendisini ve ailesini darlık ve yoksulluğa düşürecek nitelikte olduğu ileri sürülerek kısıtlanması istenmiş; mahkemece, kısıtlanması istenilen Emine"ye yasal danışman atanmasına dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
Dava dilekçesindeki anlatıma ve netice-i talebe göre dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 405, 406 ve 408. maddeleri kapsamında kalan, akıl sağlığı, malvarlığını kötü yönetme ve yaşlılık sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Vesayet, velâyet altında bulunmayan küçüklerin ve istisnaî olarak velâyet altına alınmamış bazı erginlerin korunması amacıyla kabul edilen bir hukukî kurumdur.
Kısıtlanmayı gerektiren haller kanunda tahdidi olarak sayılmış olup ergin bir kişi hakkında kısıtlama kararı verilerek, kendisine vasi atanabilmesi için, Türk Medenî Kanunu"nun 405-408. maddelerinde öngörülen kısıtlama sebeplerinden birinin varlığı gerekir.
Türk Medenî Kanunu"nun 405. maddesi gereği akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle, ergin bir kişi, işlerini göremediği veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerektiği ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye soktuğu takdirde kısıtlanır.
Türk Medenî Kanunu"nun 406. maddesinde ise savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her erginin kısıtlanacağı hükme bağlanmıştır.
Türk Medenî Kanunu"nun 408. maddesine göre ise ergin bir kisi, yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat ederek, kısıtlanmasını isteyebilir.
Aynı Kanunun 429. maddesinde kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin kişiye bir yasal danışman atanacağı; 431. maddesinde ise, "Vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanacağı." hükümleri yer almaktadır.
Kısıtlama kararı verilmesi usulü, Türk Medenî Kanunu"nun 409. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi veya isteğe bağlı kısıtlama hâllerinde, kısıtlanması istenilenin dinlenmesi zorunludur. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmî ... kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kisiyi dinleyebilir.
1. TMK"nin 405. ve 408. maddeleri yönünden yapılan inceleme; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava dilekçesindeki anlatım ile akıl sağlığı, yaşlılık ve hastalığın yanında TMK 406. madde kapsamında savurganlık ve malvarlığını kötü yönetme sebebi ile ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesinden bahsedilerek kısıtlama kararı verilmesi istenmiştir.
Vesayete ilişkin davalar kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle re"sen araştırmayı gerektirdiğinden; mahkemece, dava dilekçesinde davacının bildirdiği hususlar doğrultusunda öncelikle vesayet sonra yasal danışmanlık gerekip gerekmediği yönünden araştırma ve inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Somut olayda mahkemece, resmi ... kurulundan rapor alınarak ilgilinin akli durumu değerlendirilmiş ve rapor doğrultusunda TMK"nin 429.maddesi gereği yasal danışman atanmasına karar verilmiş ise de; Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesi yönünden herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
Türk Medenî Kanunu"nun 406. maddesinde; "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır. Dava dilekçesinde kısıtlanması istenilen Emine"nin malvarlığını satmasını gerektirir maddi bir sıkıntısı olmadığı halde savurganlığı sebebi ile bir çok taşınmazı satma girişimi içinde bulunduğu iddiası olduğu halde; mahkemece, Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesi uyarınca herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Vesayet hakkındaki hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece re"sen araştırma yapılabileceği de gözetilerek, Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesinde yer alan hususlar yönünden re"sen ve tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonucuna göre öncelikle Emine"nin 406.madde kapsamında malvarlığını kötü yönetme iddiası yönünden kısıtlanmasını gerektirir bir neden bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, kısıtlanması için yeterli sebep bulunmuyorsa dosyada mevcut rapora göre Türk Medeni Kanunu"nun 429. maddesi gereğince yasal danışman atanmasını gerektiren bir durum olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin yazılı temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle REDDİNE, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 26.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.