16. Hukuk Dairesi 2014/13996 E. , 2015/2052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, .... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro sırasında adına tespit ve tescil edilen 106 ada 1 ve 130 ada 3 sayılı parseller arasında paftada dere olarak gösterilen bölümün zeminde mevcut olmadığını ileri sürerek bu bölümün sehven kadastro paftasında dere olarak gösterildiğini belirterek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 106 ada l ve 130 ada 3 parsellerle bir bütün olarak kullanılması da dikkate alınarak, bu iki parselle birlikte tek bir parsel numarası altında tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle 24.01.2012 tarihinde ...i ve Hazine aleyhine dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddeleri uyarınca tapusuz taşınmazların tapuya tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yol, kanal, dere gibi yerlerin devletin hüküm ve tasasrrufu altında bulunan yerlerden olduğu, bu gibi yerlerin zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılamayacağı, kazanılsa bile davacının zilyetlik süresinin yeterli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya içerisinde bulunan ve aynı jeoloğ bilirkişi tarafından düzenlenen 25.02.2013 tarihli rapor ile 22.04.2013 tarihli raporun içerikleri birbirleriyle tamamen çelişkili olduğu gibi Ziraat Bilirkişi raporu da taşınmaz üzerinde fiili kanal bulunmadığına ilişkindir. Kaldı ki mahalli bilirkişi ve tanık sözleri de birbirleriyle çelişkilidir. Mahkemece raporlar ve beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Davacı, davaya konu yerin kadastro tespiti esnasında zeminde bulunmadığı halde sehven dere olarak paftasında gösterildiği iddiasına dayandığına ve karardan sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın bulunduğu yer . Büyükşehir Belediye sınırları kapsamında kalıp, .... Köyü"nün Tüzel Kişiliği ortadan kalkmış ve adı geçen köy ..... İlçesine bağlı mahalleye dönüşmüş olduğuna göre yasal hasım olan . Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ..... Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmelidir. Bundan sonra çekişmeli taşınmazın sınır komşuları 106 ada 1 ve 130 ada 3 parsel sayılı taşınmazları ve tescil harici bırakılan yeri kapsayacak şekilde tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ilişkin üç ayrı evreyi kapsayacak stereoskopik hava fotoğrafı dosya arasına alınarak yeniden jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeolog bilirkişisi üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu, mahalli bilirkişi ve tanıklar eşliğinde keşif yapılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatı ve hali hazır durumu hakkında, önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde açık, anlaşılır ve denetime elverişli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisince taşınmaza komşu, yukarıda bahsedilen taşınmazların hava fotoğraflarından yararlanılarak çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin dere yatağı olup olmadığının belirlenmesine çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında çelişki bulunması durumunda ise gerekirse HMK"nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılık giderilmeli; bundan sonra tüm deliller tartışılarak ve 3402 sayılı Yasa"nın 14. ve 4721 sayılı yasanın 713/1. ve ilgili madde düzenlemeleri birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASI, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
12.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.