Esas No: 2020/6990
Karar No: 2022/1188
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6990 Esas 2022/1188 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6990 E. , 2022/1188 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30.01.2018 tarih ve 2016/227 E- 2018/14 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.06.2020 tarih ve 2020/468 E- 2020/458 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin sürekli olarak görsel ve yazılı medyada tanıtım ve reklamları yapılan “A-101” mağaza adı/markası ile halk arasında ve sektörde bilinen tanınan saygın bir perakende satış firması olduğunu, konsept itibari ile müvekkili firmanın potansiyel alıcıları ve tüketicilerinin her düzeyde tüketici olduğunu, müvekkili firmanın 2009 yılında TPMK tarafından yılın en fazla marka tesciline sahip ulusal firması unvanını aldığını, davalı yan markasının hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını ve davalı yanın ilgili sınıflarda marka tescilinde hiçbir üstün hakkı bulunmadığını, davalı markasının müvekkili markası ile aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı tarafından tescili talep edilen 2015/40202 başvuru numaralı marka incelendiğinde bu markanın müvekkili şirket markasının esaslı unsurlarının nerede ise tamamını ihtiva edecek şekilde “1001” olarak oluşturulduğunu, bu şekilde tescili talep edilen markanın tescil edilmesi durumunda tüketici nezdinde karıştırılmaya sebep olacağını, davalı yana müvekkilinin tanınmışlığından kaynaklı olarak ekstra bir avantaj sağlanacağını, ayrıca davalı yan markasının müvekkili markası olduğu ya da marka tescillerinin devamı olduğu, seri marka izleniminin yaratılacağını, müvekkilinin markasının esaslı unsurlarının ayırt etmeye yarayacak herhangi bir işaret olmaksızın davalı markası içerisinde yer aldığını, bunun da karıştırma ve ilişkilendirmeye sebep olacağının açık olduğunu, davalı yanın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek 2016-M-2931 sayılı YİDK kararının aleyhe hususlarının iptaline, davalı adına 2015/40202 başvuru numarası ile kayıtlı “1001” markasının sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirkete ait marka ile müvekkiline ait markanın görsel, işitsel, anlamsal ve bütün olarak yarattıkları izlenim bakımından benzer olmaması nedeniyle tescil işlemlerinin tamamlandığını, karıştırma tehlikesinden bahsedilebilmesi için markaların benzerliği yanında benzer olduğu iddia olunan markaların kullanılacağı mal/hizmetlerin de benzer olması gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine müvekkiline ait marka ile davacı şirketin markası arasında benzerlik bulunmadığını, markanın seri marka olabilmesi için kapsadığı mal veya hizmetlerin ya da çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması gerektiğini, davaya konu marka ile davacı markaları incelendiğinde sınıfların farklı olduğunun anlaşılacağını,
müvekkiline ait markanın 24. sınıftaki emtialar için tescil edildiğini, oysaki davacı şirkete ait markanın 35. ve 43. sınıfta yer alan mal/hizmetler için tescil edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, 2015 40202 sayılı ibareli dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet markalarının benzer olduğu, markaların mal ve hizmet listelerinin, davalı marka başvurusunun kapsadığı tüm mallar bakımından aynı/aynı tür ve/veya benzer mallardan oluştuğu, bu sebeple de markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında “karıştırılma ihtimali”, tescil engeli ve hükümsüzlük nedeni bulunduğu, YİDK kararının yerinde olmadığı, davacının A.101 ibareli markası mağazacılık/perakendecilik sektöründe tanınmış marka olmakla birlikte, somut olayda KHK'nın 8/4 maddesinin uygulanmasına gerek olmadığı, ancak tanınmışlığın iltibası arttıran bir unsur olduğu, davalı başvurusunun kötüniyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, TPMK YİDK'nın 21/03/2016 tarih 2016-M-2931 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2015/40202 sayılı "1001" ibareli markanın tescilli olduğu 24. sınıf tüm alt gruplar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı ...'nin başvurusuna konu "1001" ibareli marka ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında “karıştırılma ihtimali”, tescil engeli ve hükümsüzlük nedeni bulunduğu gerekçesiyle davalılar ... ve Türk Patent ve Marka Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurumdan alınmasına, 23/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.