17. Hukuk Dairesi 2009/9343 E. , 2010/3410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.000,00 TL.sı tazminatın 22.10.2007 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 19.411,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini, sürücü değişikliği yapıldığını hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece kaza tespit tutanağında sürücünün firari yazıldığı, ... isimli şahsın hastane kayıt defterine sürücü olarak yazıldığını, sürücü olarak belirlenen ... ‘nın kazadan 3 saat sonra alkol muayenesi yapıldığını, TTK. 1290. maddesi gereğince ispat yükü davalı sigorta şirketine ait ise de davacının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davacının kaza sırasında yeterli sürücü belgesine sahip sürücü tarafından aracın kullanıldığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
TTK.nun 1282. nci maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın 1281. maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının
iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları"nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.Ancak sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
Davalı vekili, dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücünün firari olduğunu, araçta bulunan ... ın hastane kayıtlarına göre sürücü olarak belirtildiğini, ... ’ın ehliyetine al konulduğu hasarın teminat kapsamında olmadığını savunmuştur. Bu konudaki ispat külfeti M.K."nun 6 ve TTK.nun 1281/2.maddeleri uyarınca davalı sigorta şirketine aittir. Kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücünün firari olduğu belirtilmiş, kazanın yaralamalı olması nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007/24016 Hazırlık soruşturması dosyasında alınan ifadelerde sürücünün ... olduğu belirtilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği ve sürücünün başka kişi olduğu ve sürücünün değişmesi halinde dahi hasarın teminat kapsamında olmadığı hususunda somut deliller ileri sürmüş değildir. Açıklanan nedenle mahkemece Cumhuriyet Savcılığı dosyası ve ifadelerin aksinin ne şekilde kanıtlanmış olduğunun somut kanıtlarının gösterilmemesi ve davalı sigorta şirketi tarafından hasarın poliçe teminatı kapsamında olmadığında dair somut deliller ibraz edilmemiş olmasına göre mahkemece ispat külfetinin yer değiştirdiği gerekçesi ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.