Esas No: 2020/5216
Karar No: 2022/1197
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5216 Esas 2022/1197 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5216 E. , 2022/1197 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.12.2017 tarih ve 2016/599 E- 2017/889 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.12.2019 tarih ve 2018/1007 E- 2019/1999 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.02.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan... Savunma Sanayi İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve Tesmin Trading Ltd. Şti. ile dava dışı Solex Plus Ltd. ve Standart-Trade Ltd arasında imzalanan 01.08.2014 tarihli sözleşmeden doğmuş ve doğacak alacakların 15.06.2016 tarihli "Temlik Sözleşmesi" ile müvekkili şirkete devredildiğini, davalı şirketler arasında imzalanan 01.08.2014 tarihli sözleşme uyarınca, 09.10.2014 tarihli proforma fatura ile 06.04.2015 tarihli faturada belirtilen malzemelerin müvekkiline teslim edilmediğini, 10.07.2014 tarihli proforma faturada belirtilen silahlar için İsviçre menşeli el kundağı yerine İsrail menşeli el kundağı gönderildiğini, aradaki farktan kaynaklanan 110.000,00 USD'nin iadesi talep edilmesine rağmen davalılar tarafından bu farkın ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından alacağın temliki ile birlikte davalı şirkete Ankara 54. Noterliği'nin 11.07.2016 tarih ve 32052
yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek temlik alınan alacakların 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalı... Savunma...Ltd. Şti'ye 12.07.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı gerçek kişilerin diğer davalı... Savunma...Ltd. Şti'nin ortağı olduklarını, davalı ...'un aynı zamanda davalı ... Ltd. Şti'nin sahibi olduğunu, davalı ...'in kuruluş amacının davalı... Savunma Sanayi...Ltd. Şti'nin yapmış olduğu satışlarda "Finansal Operatör" sıfatıyla sözleşme bedellerinin tahsilini gerçekleştirmek olduğunu, her iki şirketin herhangi bir mal varlığının bulunmadığını belirterek "Limited Şirketlerde Perdenin Aralanması Kuramı" gereği davalılardan ... ve ...'nın yargılama süresince mal kaçırmasını önlemek amacı ile şahsi menkul ve gayrimenkullerine ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 160.000,00 USD tutarındaki alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.maddesinde yer alan "Tahkim Şartı" nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilleri ... ve ...'nın sözleşmede taraf olmadıklarını, yalnızca diğer iki davalı şirketin ortakları olmalarından ötürü kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkmesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin "Anlaşmazlığın Hakem Yoluyla Çözülmesi" başlıklı 7. maddesinde yer alan, uyuşmazlığın Belarus Cumhuriyeti Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Ticaret Hakem Heyeti Mahkemesi'nde çözüleceği şartına göre yapılan değerlendirmede, davacı tarafından Belarus Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Ticaret Mahkemesi adına düzenlenmiş 19.04.2017 tarihli yazı da, Belarus Ticaret ve Sanayi Odası'nda herhangi bir arabuluculuk merkezinin veya anlaşmazlık çözme uluslararası tahkim heyetinin bulunmadığı belirtilmiş ise de, aynı kurum tarafından düzenlenen 22.08.2017 tarihli yazı da, sözleşmelerin uygulanması esnasında meydana gelen anlaşmazlıkların incelenmesi ve çözülmesi amacıyla BelSTO'ya bağlı Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin kurulduğunun belirtildiği, bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan BelSTO'ya bağlı uluslararası tahkim mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davalı şirketler hakkında açılan davanın tahkim şartı nedeniyle usulden reddine, davalılar ... ile Ravshan Barkhudarov hakkında açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava, satış sözleşmesi gereği teslim edilmeyen malzeme nedeniyle yapılan fazla ödemenin ve ayıplı teslim nedeniyle fark bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava, sözleşmede satıcı ve finansal operatör sıfatıyla yer alan şirketlere ve bu şirketlerin ortağı ve yetkilisi olan davalı gerçek kişilere yöneltilmiştir. Davalılar vekilince, tahkim ilk itirazı ileri sürülmüş ve İlk Derece Mahkemesince davalılar ... ile Ravshan Barkhudarova hakkında açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmişken, Bölge Adliye Mahkemesince, “...diğer davalıların sorumluluklarının da şirketlerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle mahkemece verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunmuş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak 6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde ve halen yürürlükte olan 353/1-b-2 maddesinde; "b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, ... duruşma yapılmadan karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır. Anılan düzenleme uyarınca, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesince, dava gerçek kişilerin sorumluluklarının da şirketlerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği şeklinde yeni ve farklı bir gerekçe ile reddedilmesi gerektiği sonucuna varılması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine şeklinde hüküm kurulması doğru olmamış Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
2) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.