Esas No: 2020/5207
Karar No: 2022/1195
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5207 Esas 2022/1195 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, davalı müvekkilin şirket aleyhine haksız yere icra takibine devam etmesi sebebiyle, davacı tarafından takip dosyasının tahsil harçlarının müvekkili tarafından ödenmek üzere tahsilatın yapılıp yapılmadığının tespiti, takibin işlemden kaldırılması ve %40 kötüniyet tazminatı talep edilmiştir. Dava kabul edilerek, taraflar arasında anlaşılan borç tamamen ödenmiş olmasına rağmen takibin devam etmesi nedeniyle davacı yönünden haksız tahsilat yapıldığı gerekçesiyle İİK'nın 72/5. maddesi uyarınca %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir. Yargıtay, davalı vekilinin temyiz itirazlarını reddetmiştir.
İİK'nın 72/5. Maddesi: \"Alacaklı ve müşterek borçluları borçlu sıfatı ile takibe karar verme hakkı olmayanlar, haksızlığı sübuta eren takibin geri çekilmemiş olması hâlinde, borçluya terekki eden zarar kadar alacaklıya tazminat ödemeye mahkûm olunur.\"
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.10.2019 tarih ve 2019/26 E. - 2019/412 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.02.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirket aleyhine icra takibi yaptığını, takibin kesinleştiğini, borcun tamamı haricen ödenerek davalı yan vekilinden 14.12.2010 tarihli "makbuz ve ibranamedir" başlıklı belgenin alındığını, borç kalmamasına rağmen davalının davacı aleyhine icra takibine devam ettiğini, iddia ederek, İzmir 12. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8972 Esas sayılı takibinin tedbiren ve teminatsız durdurulmasını, takip dosyasının tahsil harçlarının müvekkili tarafından ödenmek üzere müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin işlemden kaldırılmasını, ödeme tarihi olan 14/12/2010 tarihinden itibaren müvekkili şirketin devam eden icra takibi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı veya ilerde kalacağı paranın müvekkil şirkete geri ödenmesine karar verilmesini, haksız yere icra takibine devam eden davalı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 14/12/2010 tarihli belgenin sahte olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir ödemesi olmadığını savunarak davanın reddi ile müvekkili lehine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların14.12.2010 tarihinde 245.177.-TL dosya borcu üzerinden anlaştığı ve ödeme üzerine alacaklı vekili tarafından imzalanan ibraname verildiği, imza incelemesinde bu imzanın alacaklı vekiline ait olduğunun belirlendiği, bu tarihten sonra alacaklının icra takibine devam etmemesi davacı borçludan tahsilat yapmaması gerekirken takibe devam edildiği, 23/02/2011 tarihi itibariyle 16.469,16 TL daha tahsilat yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının menfi tespit talebine ilişkin verilen red kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının istirdat talebinin kabulü ile, 23/02/2011 dava tarihi itibariyle fazla ödenen 16.469,16 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davalı tarafından takibe konu edilen senet bedelinin haricen ödenerek makbuz ve ibraname alındığından bahisle borçlu olunmadığının tespiti ile icra dosyasında haksız yere yapılan tahsilatların istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacının istirdat talebinin kabulüne karar verilirken, menfi tespit talebine ilişkin verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve buna göre vekalet ücreti takdir edilmiştir. Her nekadar menfi tespit ve icra inkar tazminatına yönelik mahkemenin önceki hükmü, açıkça onanmış olmamakla birlikte bozma kapsamı dışında kalmakla usuli müktesep hak oluşmuş ise de; mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra, davacının tüm talepleri hakkında artık yeniden hüküm kurulması, menfi tespite konu edilen tutar yönünden davalı ibranameye rağmen takibe devam etmekte kötüniyetli olduğundan İ.İ.K.’nın 72/5. maddesi uyarınca davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin de davanın kabul-red oranı gözetilerek belirlenmesi gerektiğinden, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 840,01 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.