13. Hukuk Dairesi 2016/24869 E. , 2019/5989 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalıdan 25.04.2012 tarihinde 15.500 TL bedel karşılığında bir araç satın aldığını, aracın kendi kullanımındayken çalıntı çıkması sonucunda araca el konulduğunu, olayla ilgili ... Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını, açılan kamu davasının akabinde davalıdan satış bedelinin iadesini talep ettiğini, davalının ödemede bulunmaması üzerine davalı aleyhine ilamsız İcra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu; yine anılan kanunun 298/2.maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda davacı, davalıdan satın aldığı aracın çalıntı olduğunun anlaşılması nedeniyle araca el konulduğunu ileri sürerek aracın bedelinin tahsili amacıyla başlattığı takibe itirazın iptali ile davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazının iptaline karar verildiği, gerekçeli kararda alacağın likid olmaması nedeniyle inkar tazminatına hükmedilmediği belirtilmiş ise de davacının inkar tazminatı talebiyle ilgili hükümde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek hükümde inkar tazminatı talebi hakkında karar verilmemesi HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.