16. Hukuk Dairesi 2018/4764 E. , 2021/105 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle denetime veri teşkil edecek eski tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, ortofoto, tesis kadastrosu haritası, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar ile varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanmak suretiyle uygulama kadastrosunun denetlemesinin istenmesi, fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığının, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğunun, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığının, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediğinin belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine ve kabule göre de çekişmeli 373, 375 ve 382 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları davalı hale getirilerek bu taşınmazlar yönünden de olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı adına kayıtlı bulunan 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki farkın, tesis kadastrosu sırasında yapılan sınırlandırma ve ölçü hatasından kaynaklandığı kabul edilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 4.886,86 metrekare azaldığını, eksikliğin komşu parsellerde kaldığını ileri sürerek, komşu 112 ada 7 parsel sayılı taşınmaz maliklerini hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Dava konusu 112 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu tutanakları incelendiğinde; iki parsel arasındaki sınırın “sabit sınır” olduğunun belirtildiği ancak, bozma öncesi ve sonrasında mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişileri, dava konusu taşınmazların devlet tarafından 1950 yılında dağıtıldığını, ancak o zamanki sınırları bilmediklerini, parseller arasında sabit sınır bulunmadığını, köyde sık sık anız yakılıp tarlalar yeniden sürüldüğünden, taşınmazların sınırlarında kaymalar olabildiğini, davacının parselindeki yüzölçümü azalmasının da bundan kaynaklanmış olabileceğini beyan etmişlerdir. Dosya arasında bulunan belgelerden, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosunun 1983 yılında yapıldığı, taşınmazlara ait tesis kadastrosu sırasında düzenlenen ölçü krokisinde de taşınmazlar arasında sabit bir sınır bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bozma öncesi ve sonrası Mahkemece aldırılan teknik bilirkişi raporlarında, uygulama kadastrosu ile taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen farkın kabul edilebilir düzeyde olduğu, taşınmazların zemindeki kullanım durumu ile 1992 yılı hava fotoğraflarındaki ortak sınırların uyumlu olduğu belirtilmiş ise de, taşınmazların ada ve parsel bazında tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftasının çakıştırılmış durumunu gösteren haritalar incelendiğinde, 03.06.2014 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli 3 nolu krokide, 112 ada 7 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 4.355,92 metrekarelik bölümünün, tesis kadastrosu sırasında davacı adına kayıtlı 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dahilinde kaldığı, taşınmazın yolla ve komşu aynı ada 9 parsel sayılı taşınmazla olan sınırlarının uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece tesis kadastrosu sınırlarına itibar edilmek suretiyle, dava konusu 112 ada 7 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.