Esas No: 2020/2390
Karar No: 2020/1508
Karar Tarihi: 21.12.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/2390 Esas 2020/1508 Karar Sayılı İlamı
T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/07/2020
NUMARASI : Esas
DAVACILAR : 1-... (T.C. Kimlik No: ...)
2- ... (T.C. Kimlik No: ...)
3- ... (T.C. Kimlik No: ...)
VEKİLİ : Av. ... -
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av. ... -
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
YAZIM TARİHİ : 23/12/2020
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket ile ilgili davada 28/07/2020 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin ortağı olduğu davalı ....'nin 17/05/2012 tarihinde faaliyete başladığını, kurucu ortakların hali hazırda devam ettiği, toplam altı ortağı olan şirkette davacı müvekkillerin %50 paya sahip olduğunu, 21/06/2017 tarihi itibariyle şirket ortakları olan müvekkili ... ve ....'ın kendilerini 20 yıl müddetle şirket müdürlüğünde münferiden imzaya yetkili hale getirmiş ise de özellikle Temmuz 2017 döneminden sonra yaşanan birtakım olaylar neticesinde ortaklığın müvekkilleri açısından sürdürülemez hale geldiğini, ... vekaletname ile işlem yapan ...tüm iş ve işlemleri kendilerinin yapmaya başladığını, söz konusu olay sonrasında suç duyurusunda bulunduğunu, Konya .. Asliye Ceza Mahkemesi .... Esas sayılı dosya ile ceza davası açıldığını, şirkette kar payı dağıtımı yapılmadığı ve şirketin yönetimine müdahale imkanı bulunmadığından müvekkillerinin haklı sebeple ortaklıktan çıkmayı talep etmeleri dışında bir çarelerinin kalmadığını, dava sonuna kadar müvekkillerinin ortaklıktan doğan hak ve borçlarının tümünün durdurulmasını, davalı şirketin mevcut yönetim şeklindeki münferiden imza yetkisinin kaldırılarak şirketin yönetimi için kayyım tayin edilmesine karar verilmesini, şirketin tüm işlemlerinin kayyım tarafından yapılmasını, şirket müdürü ...'ın münferiden imza yetkisinin ve müdürlük sıfatının kaldırılmasını, tüm vekalet ilişkilerinin sonlandırılmasını, kayyım ücretinin davalı tarafından karşılanmasını, davalı şirketin tüm mal varlığının korunması 3. kişilere devir ve temlik edilmemesi için tapu ve trafik sicil kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, şirketin tespit edilecek diğer menkul malvarlığı üzerine de ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
TEDBİR TALEBİ: Davalı şirket vekili 22/07/2020 tarihli dilekçesinde özetle; şirkete yeniden genel kurul yapılıp, şirketi temsile ortaklar kurulunca müdür atanıncaya kadar işletme ve şirketi tanımaları göz önünde bulundurularak eski müdür ... ve/veya şirket ortağı ...’ın müdür olarak ihtiyati tedbir yoluyla atanmalarına, aksi halde görev süresi dolan yetkili müdürlerin görev süresinin uzatılmasına veyahut mevcut denetim kayyımına şirketi temsil ve ilzama ilişkin yetki verilerek şirketin yönetim boşluğunda bırakılmamasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince eldeki davanın şirket feshi veya organları vs ile ilgili olmayıp, sadece ortaklıktan çıkma ile sınırlı bir dava olduğu, talep konusu hususların eldeki davanın sınırlarını aşan ve dava konusu olmayan hususlara yönelik olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın mesnetsiz iddiaları göz önünde bulundurularak şirketin mevcut varlığını korumak ve güvence altında tutmak amacıyla denetici kayyım atanmasına karar verilmesine rağmen şirkette yetkili müdürlerin süresinin dolması nedeniyle hammadde satın alamayan, elektrik, su vs. şirketin çalışması için zaruri ödemelerini yapamayan, günü gelmiş fatura ödemelerini dahi gerçekleştiremediğinden dolayı ticari itibarını ve marka değerini yitireceği aşikar olan, çalıştırdığı işçilerin dahi maaşlarını ödeyemeyen ve özellikle yurt dışı bağlantıları kuvvetli çoğunluğu yurt dışında bulunan müşteri çevresini kaybetme tehlikesi içerisinde kalan müvekkil şirketin mevcut varlığını güvence altında tutması gerekirken yerel mahkeme tarafından taleplerinin dava konusu hususların dışında kaldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu nedenleriyle istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK 638/2 maddesi uyarınca limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma payı ve esas sermaye payının gerçek değerinin hesaplanarak tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120/1 maddesinde, davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğunu hüküm altına almıştır.
İhtiyati tedbir talebinin incelenmesi, Harçlar Kanunu 2 ve 27. Maddeleri ve HMK 120. maddesi gereğince talep tarihinde geçerli olan maktu karar ve ilam harcının yatırılmasına bağlıdır. Dayanağını Anayasanın 73. Maddesinden alan 492 sayılı Harçlar Kanunun 27. Maddesinde maktu harçların ilgili bulunduğu işlemin yapılmasından önce peşin olarak ödeneceği, 32. Maddesinde ise harç ödenmedikçe müteakip işlerin yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır. HMK da 120. Maddesinde bu zorunlu lüzumu tekrarlamıştır.
"Harç, devletin yüklenmiş olduğu görevleri yerine getirebilmek için anayasal sınırlar içinde egemenlik yetkisine dayanarak değerlendirdiği çeşitli kaynaklardan elde etmiş olduğu vergi ve resim gibi bir çeşit kamu geliridir. Ayrıca harç, bireylerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında bu hizmetlerin maliyetlerine katılmaları amacıyla zor unsuruna dayanılarak alınan mali yükümlülüktür. Bu nedenle, yargılama sürecinde, yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (davalı veya davacı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amacına aykırılık oluşturur.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından, hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir nitelik taşımamaktadır. Anayasa Mahkemesinin 2009/27 Esas 2010/9 Karar 14/01/2010 tarihli kararı "
"Kamu yararı ve kamu düzeni düşüncesiyle konulmuş hukuk kurallarına aykırılık durumları bölge adliye mahkemesi tarafından resen inceleme konusu yapılmalı, HMK'nın 355. maddesinde belirtilen kamu düzeni kavramı, sadece usul hukuku kurallarına aykırılık olarak anlaşılmamalıdır. Bu aykırılıklar "medeni usul hukukunda kamu düzenine ilişkin haller" ve "maddi hukukta kamu düzenine ilişkin haller" olmak üzere ikiye ayrılabilir. Medeni usul hukuku bakımından usul kurallarının kamu düzeniyle yakından ilgili olması nedeniyle HMK'da düzenlenen kuralların bir çoğunun ihlalinin bölge adliye mahkemelerince resen dikkate alınacağı söylenebilir. Davanın yürütülmesi ve yargı örgütü ile ilgili kuralları kamu düzeni kavramı sınırları içerisinde kaldığı ifade edilebilir. Yargılama hukukuna hakim olan şekilcilik, hukuki güvenliğin sağlanmasında büyük rol oynamakta olup sadece yargı organlarını değil, davanın taraflarını ve hatta davanın tarafı olmayan üçüncü şahısları da bağlar. Zira medeni usul hukuku, emredici kurallardan oluşan şekli bir hukuk dalı olup, yargılama yetki ve usulünün tarafların tercihine bırakılmasından söz edilemez." (... yüksek lisans tezi)
Davalı tarafça ihtiyati tedbir talebi ile ilgili 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 nolu tarifesinin yargı harçları bölümünün (A) fıkrasının karar ve ilam harcı başlıklı (III) numaralı bendin 2/d alt bendi gereğince; talep tarihinde geçerli olan 89,60 TL ihtiyati tedbir karar ve ilam harcını yatırmadığı (UYAP sistemi üzerinden yapılan kontrolle sabit olduğun) halde ilk derece mahkemesinin bu hususu gözardı ederek talebi esastan inceleyip karar verdiği anlaşıldığından davalının istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen ara kararın kaldırılmasına, HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesinin 28/07/2020 tarih ... Esas sayılı ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2- Davalı tarafın istinaf başvurusu ile ilgili yaptığı yargılama giderlerinin; ilk derece mahkemesince davanın esası ile ilgili kurulacak hükümde değerlendirilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davalının ihtiyati tedbire yönelik talebinin USULDEN REDDİNE,
2- Alınması gereken 89,60 TL karar ve ilam harcından istinaf kanun yoluna başvuru sırasında yatırılan ve istinaf edene iadesi gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalının sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 359/son maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2020 tarihinde oybirliği ile HMK'nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır
M.Ç
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.