Esas No: 2020/6787
Karar No: 2022/1246
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6787 Esas 2022/1246 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6787 E. , 2022/1246 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.01.2018 tarih ve 2016/500 E. - 2018/47 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2019/287 E. - 2020/615 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafın 01.04.2015 tarihinde ...ili ... ilçesinden ...iline taşınan emtianın, müvekkilinin kusurlu hareketi sebebiyle zayi olması sebebiyle sigortalısına ödediği 33.346,54 TL bedele ilişkin müvekkili aleyhine Ankara 10. İcra Müdürlüğü'nün 2016/9308 esas sayılı takip dosyasıyla icra takibine giriştiğini, takibin müvekkilinin itiraz süresini kaçırması sebebiyle kesinleştiğini, icra takibine konu hasarın müvekkil şirkete bildirilmemesi nedeniyle talebin zamanaşımına uğradığını, 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapılan icra takibi sebebiyle müvekkilinin borcunun olmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, sigortalı firma ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu sebeple müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini,taşımayı gerçekleştiren aracın dava dışı İzlog Nakliye ve Lojistik Hizmetleri Ltd. Şti.'ne kiralandığını, davalının sigorta poliçesindeki şartların sağlandığının ispat külfetinin davalıda olduğunu, ürünlerdeki hasarın müvekkili şirketin kusuru ile meydana geldiği hususunun davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğini ileri sürerek Ankara 10. İcra Müdürlüğü'nün 2016/9308 esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK'nın 855/5. maddesi gereğince davaya konu alacakta zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu, bu nedenle takibe konu alacağın zamanaşımına uğramadığını, müvekkili şirkete sigortalı emtianın davacıya ait ...-... plakalı araçtaki frigofirik kasayla taşınmasının ardından teslim edildiği sırada erimiş olduğunun tespit edildiğini, sigortalı emtiaların dondurma olduğunu, tacir olmayan bir kişinin dahi belirli bir ısının altında emtianın taşınmaması gerektiğini bilebilecek durumda olduğunu, yolculuk boyunca aracın ısısının kontrol edilmediğini, bu durumun ihmalden ve pervasızlıktan da öte kasıtlı davranışa girdiğini, dava konusu icra takibinde müvekkilinin sigortalısına ödediği tazminatı halefiyet ilkesi gereği davacıya rücu ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı ... şirketinin 31.03.2015-2016 tarihleri arasında sigortalı-dava dışı Natura Gıda San. ve Tic. A.Ş. ile nakliyat abonman sigorta poliçesi akdettiği, sigorta poliçesi kapsamında kalan toplam 33 palet-7.199 koli-192.819 adet muhtelif dondurmayı sigortalının ana nakliyeci İzlog...Ltd. Şti. tarafından temin edilen fiili taşıyıcı davacı Toromanoğulları....Ltd. Şti.'nin sorumluluğunda 01.04.2015 tarihinde sigortalı firmanın ... Bursa'daki deposundan ... plakalı çekici, ... plakalı yarı römork-frigorik kasa ile Adana'da bulunan alıcı Golf Gıda Pazarlama ve Dağıtım Ltd. Şti.'ye sevk edimek üzere yüklendiği, emtianın araca yüklendiği sırada ürünün -25 derecede taşınması gerektiğiyle ilgili sürücüye frigorik araç yükleme formu imzalatıldığı, yola çıkan aracın alıcı firmaya 02.04.2015 tarihinde vardığında nakliye aracının frigorik kasa ısı derecesinin yüksek, emtianın erimiş, formunu kaybetmiş olduğu görülerek emtianın teslim alınmadığı, zarar sebebiyle davalı ... şirketinin sigortalısına 30.10.2015 tarihinde 33.346,54 TL ödeme yaptığı dosya kapsamı ile sabit olup; dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda öncelikle uyuşmazlık konusu emtia olan dondurmanın nakliye esnasında -25 derecede taşınacağı nakliye belgesinde belirtilmesine rağmen araç içerisinde ölçüm yapan cihazların ölçüm sonuçlarından anlaşılacağı üzere dondurmanın tüm nakliye boyunca istenilen sıcaklık değerinin altında taşındığı, bunun yanısıra teknik ve mühendislik yönünden yapılan incelemede gıdalarda bozulma yaşanmaması için en az -18 derecede taşınması gerektiği, eşzamanlı ölçüm yapan cihazların ölçüm sonuçlarına göre çeşitli zamanlarda -18 derecenin altında taşındığı, gıdalardaki bozulmanın nedeninin uygun sıcaklıkta (-18 derece) taşınmamasından kaynaklandığı, aynı zamanda bu bağlamda davacının ve araç şoförünün dikkatsiz ve tedbirsizliğinin yanısıra kontrolsüzlüğü de dikkate alındığında dava konusu olayın davacının ve araç şoförünün pervasızca davranışı sebebiyle meydana geldiği ve davacının ve araç şoförünün zarara sebep olan olayda %100 kusurlu olduğu, sigortalı emtianın nakledilmek üzere teslim alındığı, ...... adresinde 01.04.2015 tarihi itibariyle toplam hasar bedelinin 111.650,12 TL olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davacı, sigortalı ile arasında ticari ilişki olmadığını bu suretle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini beyan etmiş ise de taşıma ilişkisinde davacının fiili taşıyıcı konumunda olmakla TTK'nın 888. maddesi gereğince zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumlu olduğu, yine davacı TTK'nın 855/3. maddesi gereğince alacağın zamanaşımına uğradığını beyan etmiş ise de; anılı madde taşıyıcının diğer bir taşıyıcıya rücusu ile ilgili olup, sigorta şirketinin rücu alacağında uygulanamayacağı, 6102 sayılı TTK'nun 1473. maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan sigortalı şirketinin selefi bulunduğu kişi hangi zamanaşımı süresi içerisinde dava açması ve/veya icra takibine girişmesi gerekiyor ise, davalı ... şirketinin de aynı süre içerisinde dava açması ve/veya icra takibine girişmesi gerektiği, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporuna göre zararın fiili taşıyıcı konumunda olan davacının pervasızca davranışı sebebiyle meydana gelmesi karşısında zamanaşımı süresi yönünden TTK'nun 855/5. maddesinin uygulanması gerektiği, bu suretle teslim tarihi ile icra takip tarihi arasında 3 yıllık süre dolmadığından alacağın zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceği, yine bilirkişi raporuna göre TTK'nun 880. maddesi gereğince tam zayi olan sigortalı emtia için teslim alındığı ... ilçesinde teslim alındığı tarih itibariyle zararın 111.650,12 TL olduğu, eylemin TTK 886. maddesinde ifade edilen pervasızca davranışla işlenmesi nedeniyle davacının TTK 882. maddesinde öngörülen sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı, davalı ... şirketinin poliçe uyarınca zararın %30'undan sorumlu olması karşısında davalı ... tarafından, davacıya 33.495,03 TL rücu edilebileceği, ancak davalı ... şirketinin rücu miktarından daha az olan 33.346,54 TL asıl alacağı icra takibine konu ettiği, sigorta şirketinin ödeme tarihi olan 30.10.2015 tarihinden takip tarihi olan 28.04.2016 tarihine kadar avans faiz oranı üzerinde (her iki tarafın tacir ve ihtilafın ticari iş mahiyetinde olması sebebiyle) mahkememizce re'sen yapılan hesaplamaya göre takip tarihi itibariyle davacıdan 1.736,30 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği nazara alınarak eldeki davada icra takibine konu asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden davalının miktar yönünden fazlaca bir talebinin olmadığı gibi davacı iddialarının sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... şirketinin 31.03.2015-2016 tarihleri arasında sigortalı dava dışı Natura Gıda San. ve Tic. A.Ş. ile nakliyat abonman sigorta poliçesi yaptığı, sigorta poliçesi kapsamında kalan toplam dava konusu emtianın fiili taşıyıcı Toromanoğulları Ltd. Şti.'nin sorumluluğunda taşındığı, taşıma ilişkisinde davacının fiili taşıyıcı konumunda olması nedeniyle TTK'nın 888. maddesi gereğince zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumlu olduğu, emtianın araca yüklendiği sırada ürünün -25 derecede taşınması gerektiğinin sürücüye bildirildiği, 02.04.2015 tarihinde araç içi derecesinin yüksek, emtianın erimiş olması nedeniyle emtianın teslim alınmadığı, zarar sebebiyle davalı ... şirketinin sigortalısına 30.10.2015 tarihinde 33.346,54 TL ödeme yaptığı, TTK'nın 855/3. maddesinin taşıyıcının diğer bir taşıcıya rücusu ile ilgili olduğu, sigorta şirketinin açtığı rücu davasında uygulanamayacağı, bu nedenle maddedeki 3 aylık sürenin somut uyuşmazlığa uygun düşmediği, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı davada zamanaşımının, sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhinde açabileceği davanın zamanaşımına tabi olduğu, hasarın taşıyanın kusuru ile meydana geldiği, nitekim özel soğutucu araçta önceden tayin olunan derecede konumlandırılması kararlaştırılan eşyanın anlaşmaya aykırı şekilde taşınmasının pervasızca davranış olduğu, zararın davacının pervasızca davranışı sebebiyle meydana gelmesi karşısında zamanaşımı süresi yönünden TTK'nın 855/5. maddesinin uygulanması gerektiği, bu suretle teslim tarihi ile icra takip tarihi arasında 3 yıllık süre dolmadığından alacağın zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceği, davacının TTK 882. maddesinde öngörülen sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarıyla 72.070,00 TL'dir. Dava, davacı aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı davacının 33.346,54 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Davacı vekilince başvurunun esastan reddine dair karara karşı temyize başvurulmuşsa da reddedilen tutarın temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, HMK 372. maddesi uyarınca dava dosyasının işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.