14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1846 Karar No: 2015/4996 Karar Tarihi: 04.05.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1846 Esas 2015/4996 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/1846 E. , 2015/4996 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vd. vekili tarafından, davalı maliye hazinesi aleyhine 01.06.2013 gününde verilen ve birleştirilen davada ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 01.10.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın usulden reddine dair verilen 10.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dava davacısı ... vekili ve davalı hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir. Davacılar ... vd. ve birleştirilen dava davacısı ..., muris ..."ın mirasçısı olduklarını, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/512 Esas, 2009/742 Karar sayılı mirasçılık belgesinde muris ..."ın mirasının tamamının ... aidiyetine karar verildiğini, mirasçılık belgesinin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle mirasçılık belgesinin iptali ile murisin mirasçılarını ve miras paylarını gösterir mirasçılık belgesi verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı ... vekili asıl davanın kabulüne ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur. Mahkemece asıl davanın kabulüne, mirasçılık belgesinin iptaline, birleşen davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmiş ise de bu konuda mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Bilirkişi tarafından eski türkçe nüfus kayıtları ve tapu kayıtları üzerinde yeterli inceleme yapılmadan rapor düzenlendiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca mirasçılık belgesi iptal edildiği halde davacıların talebi doğrultusunda muris ..."ın mirasçılarını ve miras paylarını gösterir yeni bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu itibarla; 1- Öncelikle davacı ... "nun üstsoyu olan babası ... ile babasının üstsoyu olan ..."ın nüfus kayıtlarının getirtilmesi, 2- Muris ..."ın vasiyetnamesinde adı geçen ... "in tanık sıfatıyla dinlenerek, ... ... ve ... kızı ... nın muris ..."ın babası ... "in kız kardeşi yani murisin halası olup olmadığı yönünde bilgi ve görgüsüne başvurularak bu husustaki beyanının alınması, 3- Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre muris ...n"ın kök murisi yani dedesi ... ..."in aile nüfus kayıtlarında ... ve ... kızı ...1323(1907) doğumlu ve 20.11.1942 tarihinde öldüğü anlaşılan ... (...) "ın darülacezeden nüfusunun naklen bu haneye geldiği belirtildiğinden ve birleştirilen davanın davacısı ... tarafından ..."ın altsoyu ve mirasçısı olduğu iddia edildiğinden, yukarıdaki hususlar yerine getirildikten sonra dosyanın, konusunda uzman, üniversitelerin ilgili kürsülerinden üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek, ... "ın evlatlık olup olmadığı dolayısıyla mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığı hususunun incelettirilmesi ile tanık beyanları, tapu kayıtları ve nüfus kayıtları birlikte nazara alınarak muris ..."ın ölüm tarihi itibariyle yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu gereğince mirasçılarının ve miras paylarının tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle birleştirilen dava davacısı Emine Bengisu Lerminoğlu vekili ve davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.