Esas No: 2016/5777
Karar No: 2020/5095
Karar Tarihi: 10.12.2020
Danıştay 7. Daire 2016/5777 Esas 2020/5095 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5777
Karar No : 2020/5095
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, POS cihazıyla ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğunun tespit edildiğinden bahisle, vergi inceleme raporuna istinaden 2010 yılının Ocak ilâ Kasım dönemlerine ilişkin olarak re'sen tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergileri ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacıya ait pos cihazlarından kredi kartları ile çekim yaptıran kişilerin ifadeleri ile davacının tali bayilerden milyonlarca lira tutarında alış ve satış yapmasının ticari icaplara aykırı olması, aynı firmalardan yüksek tutarlı hem alışının hem de satışının bulunması, alış ve satış yaptığı firmaların pek çoğu hakkında ikrazatçılık yaptıkları yönünde vergi tekniği raporları düzenlenmesi ve olumsuz tespitlerin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının komisyon karşılığı kredi kartı çekimi yaptığı ve kazancını beyan dışı bıraktığı sonucuna varıldığı, bu itibarla, ikrazatçılık faaliyetinden elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı belirlenen davacı adına tespit edilen matrah üzerinden tarhedilen üç kat vergi ziyaı cezalı banka muameleleri vergilerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vergi inceleme elemanları tarafından hazırlanan raporlara dayanılarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Mahkemece defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği, alım satım yapılan firmaların tefeci olduğunun kabul edilebilmesi için haklarında verilmiş bir mahkeme kararının bulunması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve 113,30 TL'den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesinin 1. fıkrasında, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği taktirde mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği belirtilmiş, 2. fıkrasında, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde, bu cezanın üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda Bulunacak Hususlar" başlığını taşıyan 24. maddesinde, kararlarda, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin ve hükmün belirtileceği kuralı yer almıştır.
Olayda, Mahkemece, davacı adına re'sen tarh olunan banka muameleleri ve sigorta vergisine dair gerekçelere yer verilmesine ve değerlendirmelerde bulunulmasına karşın, 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinde sayılan fiillerin olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, diğer bir anlatımla vergi zıyaı cezasının üç kat olarak uygulanmasının koşullarının bulunup bulunmadığı yönünden herhangi bir açıklama ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Bu durumda, davanın üç kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı hakkında, eksik incelemeye dayalı olan hüküm fıkrasında isabet görülmediğinden belirtilen hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.