Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/10456 Esas 2010/3335 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/10456
Karar No: 2010/3335
Karar Tarihi: 12.4.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/10456 Esas 2010/3335 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2009/10456 E.  ,  2010/3335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Asliye 12. Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı sigorta vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, asıl ve birleşen davada, davalıların sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacıları oldukları aracın neden olduğu kazada müvekkillerinin yaralandığını ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı ... için toplam 68.490,47 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi ve birleşen davada davacı ... için ise 139.341,99 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizleriyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davacıların zarar gördükleri ve davalıların sorumlu oldukları gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, asıl davada 68.490,47 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın, birleşen davada ise 139.341,66 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizleriyle davalılardan tahsiline, davalı sigortanın maddi tazminattan limitle sınırlı sorumlu tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalılardan sigorta vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava trafik sigorta sözleşmesine dayalı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olan Güneş Sigorta AŞ., KTK’nun 98/1, 99/1, TTK’nun 1299.maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B2 © maddesi uyarınca kendisine olaşın bilgi ve belgeleri ile birlikte başvurulmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
    Somut olaya geldiğimizde davacı vekili fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak, zorunlu trafik sigortası kapsamında kalan maddi tazminatın faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Dava tarihinden önce davalı sigorta şirketi temerrüde düşürülmemiş olup, ıslah dilekçesi ile istenen miktar da dahil olmak üzere, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarı dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmadığından bu nedenle kararın bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, kararın HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    Bu durumda, mahkeme kararında faiz başlangıcı olarak dava dilekçesinin tebliğine 8 gün eklenmek suretiyle temerrüt tarihi belirlenmesi doğru değil ise de aleyhe temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Ancak, davalı sigorta vekili, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden faiz uygulanmasına ilişkin temyiz itirazları da yukarıda açıklanan ilkelere göre isabetli değildir.
    Bu itibarla, dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve
    kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 829,85 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... sigorta A.Ş"den alınmasına 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.