14. Hukuk Dairesi 2015/2768 E. , 2015/4987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.02.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve müdahil davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin dava değeri yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar vekili, murisleri ... oğlu ... ile aralarındaki ilişkinin resmi belge ve nüfus kayıtlarına dayanmakta olduğunu, davalıların herhangi bir akrabalık ve mirasçılık ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarında davalılar adına intikale esas alınan ve davalıları mirasçı olarak gösteren Sulh Hukuk Mahkemesenin 15.12.2010 tarihli ve 2010/1199 Esas, 1168 Karar sayılı veraset ilamı ile bu verasete esas alınan 2010/682 Esas, 948 Karar sayılı veraset ilamlarının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların delil olarak dayanmış oldukları tapu kayıtlarında malik olarak isimleri geçen şahıslar konusunda ortaya çıkan karışıklığın ve tereddütlerin işbu davadan ziyade ayrı bir dava olan tapu kaydında düzeltme ya da tapu maliki ile tarafların kök murisleri olan şahısların aynı kişiler olup olmadıkları hususunda açılacak bir tespit davasının veya tapu iptali ve tescil davasının konusunu oluşturduğu, davacıların murisi ... ile davalıların murisi ..."in muhtemel ölüm tarihleri, yaşadıkları yerler, farklı köylerde yaşamış olmaları, sulbünden gelen şahıslar, taraflar arasında neseben herhangi bir bağın bulunmaması ve yukarıda izah edilen nedenlerle tarafların murislerinin farklı kişiler olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar ve müdahil davacılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.
TMK"nın 598. maddesi gereğince başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği de her zaman ileri sürülebilir. Yine TMK"nın 575. maddesi gereğince miras ölümle açıldığı gibi aynı kanunun 30. maddesi hükmüne göre de doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durum her türlü delille ispat edilebilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Somut olayda, davacıların iptalini istediği Sulh Hukuk Mahkemesenin 15.12.2010 tarihli ve 2010/1199 Esas, 1168 Karar sayılı veraset ilamı ile bu verasete esas alınan 2010/682 Esas, 948 Karar sayılı veraset ilamına göre davalılar adına tapuda intikal işlemlerinin yapıldığı dosya içerisindeki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece tapu kayıt malikinin davacıların murisi olup olmadığının tespiti için ilgili tapu kayıtları, tapulama tutanakları ve dayanak belgeleri ile nüfus kayıtları getirtilerek incelenmesi, tarafların tanıkları dinlenerek ve tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 04.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.